All News
07 Mayıs 2020 ( 16 izlenme )
Reklamlar

AKP'li Metiner Günah Çıkardı: Yanlış Yaptık...

AKP’li Mehmet Metiner, İstanbul Sözleşmesi'nin kabulü için evet verdiğinden dolayı çok pişman olduğunu söyleyerek milletvekillerinin neye oy verdiğini bilmeden el kaldırdığını belirtti



Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla hazırlanan ve Türkiye tarafından 12 Mart 2012'de kabul edilen İstanbul Sözleşmesi bir süredir AKP’li bazı isimlerin ve Yeni Akit gibi gazetelerin hedefinde. Tartışmaya farklı bir noktadan dahil olan eski AKP’li milletvekili Mehmet Metiner, ilginç bir itirafta bulundu. Metiner, İstanbul Sözleşmesi’nin görüşüldüğü oturumda neye ‘evet’ dediklerini bilmeden el kaldırdıklarını söyledi.

 Gazete Damga’dan Ekrem Hacıhasanoğlu’na konuşan Mehmet Metiner “Kendi adıma itirafta bulunuyorum: Yanlış yaptık” dedi. Evet diyenlerin çoğunun neye oy verdiklerini bilmeden el kaldırdığını söyleyen Metiner, milletvekillerinin sırf parti grup başkanvekilleri el kaldırdıkları için el kaldırdığını anlattı. Metiner, “Partilerin grup yönetimi kendi aralarında anlaşmış olmalılar ki o anda bulunanların onayıyla kabul edildi geçti” diye konuştu. 

SÜMEYYE ERDOĞAN’IN DERNEĞİNE TEPKİ 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yönetiminde bulunduğu KADEM’in (Kadın ve Demokrasi Derneği) İstanbul Sözleşmesi’ni savunuyor olmasını da eleştiren Mehmet Metiner, “Varlığını önemsediğim KADEM’in adeta sözleşme müdafisi bir konuma kendini düşürmesi hazin bir tablo. Kendimizi kendi değerlerimiz üzerinden tanımlamak ve savunmak varken. Canı cehenneme o sözleşme, bu gidişle KADEM algısını tamamen menfiye çevirecek, biline” dedi.


KADEM’den açıklama

Konuyu bir de KADEM açısından ele alalım. KADEM, meşum toplantıda kendilerini yuhalatan, sosyal medyadan türlü hakaretlerle hedefe koyan İslami kesimden bir kısım erkeğe karşı nasıl bir yol izledi. KADEM Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da katıldığı bir basın toplantısı ile sosyal medya başta olmak üzere farklı mecralarda yürütülen kendilerine yönelik saldırı ve dernekleriyle ilgili iddialara cevap verdi. Yeni Şafak’ın ‘Sorosçu’ suçlamasına karşı, “Biz uluslararası vakıftan fon almadık. AB’nin bazı projelerine başvurduk. Bunun dışında bir şey yoktur. İftira atılıyor” ifadelerini kullanırken, ‘Kadının bir cümlesiyle aileyi yıkıyorsunuz’ iddialarına yönelik olarak da, “Aile ile ilgili kanun belli. Bu kanun şiddete uğrayan kişiyi koruma altına alıyor. Şiddeti ortadan kaldırmak için var. Koruma için var” dedi.

Kadın kurtuluş hareketi

Sonuç olarak; “milyonlarca” kişiden oluştuklarını iddia eden ama ortalıkta, Akit, Yeni Çağ ve Yeni Şafak gazetelerinden bazı isimlerin olduğu bu İslami kesimler, 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sonra seslerini daha gür bir şekilde çıkarmaya başladı. Çocuklarla evlenilmesini, boşanmaların engellenmesini, kadınların evlilik içerisinde mal sahibi olmamasını ve erkeklere her şartta itaat etmesini istiyorlar. Ayrıca, kadınların şiddete karşı ses çıkaramaması, haklarını arayamaması için de İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesini dayatıyorlar. Hatta, bunun gerçekleşmesi için AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yer aldığı KADEM’e dahi saldırabiliyorlar. Kadın politikalarını belli bir ölçüde dengede tutmaya çalışan Erdoğan’ın, yerel seçimlerle birlikte zayıflamasından güç alarak saldırılarının dozunu artıran bu İslami kesimdeki bazı erkekler, tek bir şeyi hesaba katmıyor. O da, Türkiye’deki kadın kurtuluş hareketinin gücü.

İstanbul Sözleşmesi

“Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, 121. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 13 ülke tarafından imzalandı. “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen sözleşme 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi. İstanbul’da imzaya açıldığı için, İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılan sözleşme, cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli tüm ayrımcılık biçimlerine karşı mücadele edilmesi, erkek şiddetinin önlenmesi, şiddete karşı tedbir alınması, şiddete maruz kalan kadınların zararlarının tazmin edilmesi ve şiddet uygulayan kişilerin şiddet eylemi ile orantılı cezalar ile cezalandırılması konusunda taraf devletlere pek çok yükümlülük getiriyor.

‘Şiddet sürsün istiyorlar’

İstanbul Sözleşmesi’nin alt komisyonunda yer alan ve kadına yönelik şiddete karşı sığınak da dahil onlarca çalışma yürüten Mor Çatı, ‘aile bütünlüğünü bozduğu, aileyi parçaladığı’ gibi iddialarla feshedilmeye çalışılan İstanbul Sözleşmesi’ne dair şu görüşleri paylaştı: “İstanbul Sözleşmesi’yle kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin engellenmesi amaçlanıyor. Erkek egemen sistemin bozulması istenmiyor. Şiddetin başladığı temel yer aile, aile içi şiddetin önlenmesi gerekiyor. Eşitsiz ilişkiler şiddet doğuruyor ama bu ilişki yapısının bozulmasını istemiyorlar.”

Kadın kurtuluş hareketi

Sonuç olarak; “milyonlarca” kişiden oluştuklarını iddia eden ama ortalıkta, Akit, Yeni Çağ ve Yeni Şafak gazetelerinden bazı isimlerin olduğu bu İslami kesimler, 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sonra seslerini daha gür bir şekilde çıkarmaya başladı. Çocuklarla evlenilmesini, boşanmaların engellenmesini, kadınların evlilik içerisinde mal sahibi olmamasını ve erkeklere her şartta itaat etmesini istiyorlar. Ayrıca, kadınların şiddete karşı ses çıkaramaması, haklarını arayamaması için de İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesini dayatıyorlar. Hatta, bunun gerçekleşmesi için AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yer aldığı KADEM’e dahi saldırabiliyorlar. Kadın politikalarını belli bir ölçüde dengede tutmaya çalışan Erdoğan’ın, yerel seçimlerle birlikte zayıflamasından güç alarak saldırılarının dozunu artıran bu İslami kesimdeki bazı erkekler, tek bir şeyi hesaba katmıyor. O da, Türkiye’deki kadın kurtuluş hareketinin gücü.

KADEM kimdir?

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ismiyle, 8 Mart 2013 yılında kurulan ve yönetiminde AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da yer aldığı bir örgüt. Dernek genellikle orta sınıf kentli kadınlardan oluşuyor ve “toplumsal cinsiyet eşitliği” yerine “toplumsal cinsiyet adaleti” tanımını kullanıyor. Erdoğan’ın himayesinde olan KADEM’in açılışına, bakanlar, milletvekilleri ve üst düzey birçok yönetici katılmıştı. HDP’li belediyelere kayyum atandıktan sonra özellikle bölgedeki Kürt kentlerinde birçok şube açan KADEM, kayyumların kapattığı kadın kurumlarının mallarının hibe edildiği, iktidara yakın adreslerden biri olarak da tepki çekmişti.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

'Şapkada tavşan kalmadı, Başkanlık sistemiyle buraya kadar' Şiddetli deprem meydana geldi İç borç faiz ödemeleri tarihte ilk kez ana para ödemesini geçti Karar Açıklandı 'Haber İyi Değil'