Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, "Başkanlık sistemiyle buraya kadar!" başlıklı yazısında Türkiye'ye sermaye girişi olmadığı gibi sermaye çıkışı yaşandığını belirterek olumsuz tablonun nedeninin ise hükümet sistemi olduğunu savundu.
"Sadece algı yönetimiyle sorunları halledebileceklerini sanıyorlar. Bir şeyi kırk kere söylersen olur misali günde yüz kırk kere “İyiyiz” diyorlar ancak hiçbir şeyi değiştiremiyorlar." diyen Muratoğlu'nun yazısı şöyle:
Türkiye yatırım için oldukça elverişli” cümlesi ağızlardan hiç düşmedi. İşin açıkçası fiyatlara bakarsak gerçekten öyleydi. Peki, o zaman niye ülkeye hiç yatırım gelmedi?
Bırakın gelmeyi, burada olanlar bile çekti gitti! Sadece 28 Şubat6 Mart haftasında yabancılar 270 milyon dolarlık hisse senedi, 380 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi (DİBS) satışı gerçekleştirdi. Demek ucuzluk tek kıstas değildi!
★★★
Sizce koronavirüs etkisi mi? O tarihlerde Türkiye'de açıklanan resmi bir vaka görülmemişti. Yabancı yatırımcılar satmaya başladığında daha koronavirüs bile yoktu ortalıkta.
Nitekim yılbaşından beri 1 milyar 310 milyon dolarlık hisse senedi ve 2 milyar 710 milyon dolarlık DİBS sattılar. Türkiye defterini kapattılar.
★★★
Türkiye böyle yönetilmeye devam ederse bırakın yabancı yatırımcıları, görürsünüz sınırımıza dayanan çekirge sürüleri bile ülkeye girmezler.
Adaletin olmadığı ülkede ot bitmez! İstediğin kadar enflasyonu indir, faizleri düşür, doları tut, kimse o ülkenin ekonomisi ilgilenmez.
Kadınların sokaklarda yürüyüş yaptığı için dövüldüğü, gazetecilerin tutuklandığı ülke portföylere giremez.
★★★
Yasama, yürütme ve yargı mevcut düzende aynı kişide… Başkanlık sisteminde maalesef bu böyle… Ekonominin düzelmesi için bir kişiye bütün yetkileri vermek yetse!
Bakın Volkswagen ülkeye yatırım yapacak, öyle ahım şahım da değil… Gidip bizzat Saray'dan güvence istiyor. Oturup, görüşüp, şartlarını söylüyor.
Hepsine olur alıyor, yine de gelmiyor!
★★★
Nüfusu 83 milyon olan ülkede sadece 5 kişi virüs kaptı. Marketlerde raflar panik havasıyla boşaltıldı. O kadar çok yalan söylendi ki, kimse 5 kişi olduğuna dair yapılan açıklamalara inanmadı!
Sadece algı yönetimiyle sorunları halledebileceklerini sanıyorlar. Bir şeyi kırk kere söylersen olur misali günde yüz kırk kere “İyiyiz” diyorlar ancak hiçbir şeyi değiştiremiyorlar.
★★★
Sahi, hani referandumda “evet” çıkınca zengin oluyorduk? Olmadı mı o iş?
Kandırıldık mı? Ya başkanlık sistemi? Hız demekti… Her sorunu halledecekti.
Zira şapkada tavşan kalmadı! Krediler harcandı. Teşvikler dağıtıldı. Borçlar katlandı. Ekonomi sözde büyüdü lakin gelirler azaldı. Hepimiz fakirleştik.
Batan battı. Kalanlar yan yattı.
★★★
Seçimlerde oy toplamak için olmayanı vadedersin. İki yeni parti kuruldu, ikisi de adalet ve demokrasi vadediyor. Belli ki bu iş artık başkanlık sistemiyle yürümüyor.
Ekonomiyi soracak olursanız, bundan daha iyisini beklemeyin. Mevcut kadrolarla hikâye burada bitiyor. Ekonomide düzelme falan yalan… Filmin sonunu merak ediyorsanız, tam bir hüsran!