AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam" demişti.
Erdoğan'ın faiz politikasının ardından hükümetin faiz indirimi operasyonundan vatandaşa eşi görülmedik bir faiz faturası çıktı.
''FAİZ ÖDEMESİ İLK KEZ ANAPARANIN ÜSTÜNE ÇIKTI''
Konuya ilişkin Dünya yazarı Alaattin Aktaş, 'Bunu da gördük; iç borç faizi anaparayı geçti!' başlıklı yazısında, ''Hazine, nisan ayındaki borç stokuna göre bundan sonra 1.5 trilyon lira anapara ödemesi gerçekleştirecek. Faiz ödemesi ise ilk kez anaparanın üstüne çıkacak ve 1.7 trilyon liraya ulaşacak. Bu tutarların nisan ayı borç stokuna göre olduğunu, yani bundan sonra hiç borç alınmasa varsayımına dayandığını bir kez daha vurgulayalım'' dedi.
''BU BORCU DEVLET DEĞİL, VATANDAŞ ÖDEYECEK!''
''Faiz indiriminin kur ve fiyatlar üstündeki etkisini, aynı şekilde Hazine borçlanması üstündeki etkisini hemen gördük ama daha uzun vadeli etkiler birkaç ay gecikmeyle ortaya çıkmaya başladı'' diyen Aktaş, şu ifadelere yer verdi:
''Canım bu parayı biz ödemiyoruz ya, devlet ödüyor!' Devletin ödediği borç için de aynı yaklaşım var, hani o meşhur köprü ve otoyol garantileri için yapılan ödemeler için de aynı yaklaşım var...
İnsan bu yaklaşım karşısında şunu düşünmeden duramıyor:
Canım kardeşim, devlet dediğin oluşum o parayı senden benden aldığı vergiyle topluyor, vergi yetmedi mi bu sefer borçlanıyor, çok borçlanması gerekirse yüksek faiz ödüyor, yüksek faiz sonrası açık büyüdü mü vergiye yükleniyor, sana bana yapacağı ödemeleri kısıyor. Yani o para vatandaştan, yani o para senden benden çıkıyor... Dolayısıyla devletin ödeyeceği borç ne kadar artarsa vatandaştan çıkacak ya da vatandaşın cebine girmesi gerekirken girmeyecek para da o kadar artıyor.”