Sevilay Yılman bugünkü "“Hukukun sesini kısarsanız, Allah da sizin iflahınızı kısar!” başlıklı yazısında, "YSK hiçbir meslektaşını ikna edemedi" yorumunda bulundu.
Bir şey diyeyim mi? Daha doğrusu bir itirafta bulunayım mı?
Önceden yazmış olduğum tüm yazılarda; “Seçimin yenilenmesine ya da yenilenmemesine karar verecekler” diyerek kesin bir tahminde bulunmamış olmama rağmen YSK’nın vermiş olduğu karar karşısında hakikaten şoka girmiş durumdayım.
Bildiğiniz gibi karar açıklanana değin yazmış olduğum tüm yazılarda; “YSK ne karar verirse versin bu karar mutlaka hukuki olacaktır… Sırf, ‘Cumhur ittifakı öyle istiyor’ diye seçimin yenilenmesi konusunda bir karar veremez YSK! Verirse de sadece bu ülkedeki hukukçuların değil, tüm dünyadaki hukukçuların ikna olacağı sağlam, ayakları yere basan doneleri ortaya koymak zorunda!” dedim hep!
Peki dediğim oldu mu?
Maalesef olmadı.
Üzgünüm ama tamamı yüksek yargıçlardan oluşan o YSK, “İstanbul’da seçimin yenilenmesine karar verdik” dedi ama bu yenilenme kararının gerekçesi konusunda bağımsız ve alanında duayen kabul edilen hiçbir meslektaşını ikna edemedi!
Hatta bilakis isyan ettirdi.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi olan Profesör Doktor Adem Sözüer onlardan biriydi mesela.
31 Mart sonrası sürecini her daim sakin ve ağır başlı bir biçimde yorumlayan Adem Hoca benim gibi hiç beklemediği bir kararla karşı karşıya kaldığından olsa gerek dayanamadı ve resmen patladı Twitter'daki hesabından…
Tabii; “Veri akışı durdurulup kazanmayan adaya ben kazandım dedirtildi.
Devlet ve partilerin oluşturduğu sandık kurullarına suç örgütü dendi.
YSK kanun ve içtihadıyla çelişen kararlar verdi.
6 Mayıs iptaliyle, hukuk ve milletin tercihi inkar edildi.
İktidar seçimle değişir ilkesi resmen darbelendi!” diyerek kararı yerden yere çalan sadece Adem Sözüer olmadı…
Bir başka duayen… Profesör Doktor Ersan Şen…
Bilirsiniz Ersan Hoca katıldığı tartışma programlarında fikrini beyan ederken hep çok heyecanlıdır.
Bazen birlikte de katıldığımız programlarda Ersan Hoca’mın bu heyecanlı hallerinden dolayı bayağı bir gerilim de yaşamışımdır.
Ancak mutlaka izlemişsinizdir kararın açıklandığı o gece Habertürk TV’yi…
Sadece heyecanlı değildi Ersan Şen Hoca.
Aynı zamanda çok öfkeli ve de sinirliydi…
YSK’nın kararına karşı tepkisini dile getirirken, “Hukuk işe geldiği gibi işlenmezzzz!!!” derken inanın kalp krizi filan geçirecek sandım.
Eğer kaçırdıysanız o programı, YSK’nın ;“Bazı sandık başkanlarının devlet memuru olmaması” nedeniyle seçimi yenileme kararına karşın kullandığı argümanları, ifadeleri arşivden mutlaka bulup izleyin lütfen.
İzleyin çünkü günlerdir dilimize pelesenk olan; “Tam kanunsuzluk” mevzusunun tam olarak ne olduğunu çok güzel kavrıyorsunuz.
İsyan eden sadece bu iki hukuk duayeni miydi peki?
Elbette değil! 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Hukuku Reformu'nun baş mimarlarından İzzet Özenç de tepkisini çok sert bir biçimde dile getirdi.
Aynen şöyle yazdı Özenç; “ 2019.05.07… Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul ile ilgili olarak 31.03.2019 yerel seçimlerinin sadece büyükşehir belediye başkanlığı ile ilgili kısmı itibarıyla verdiği karar bir hukuk kuralının hatalı yorumlaması sonucu değil, hukuk kurallarını hiçe sayan bir karardır!”
Bir diğer isim ise Anayasa Mahkemesi raportörlüğü yaptığı dönemde AK Parti’nin kapatma davası başta olmak üzere birçok tarihi davanın tanığı olan Prof. Dr. Osman Can oldu.
Aynı zamanda iktidar partisinin eski MKYK üyesi de olan Can; “367 hukuksuzluğu bu kadar ağır değildi. En azından işleyen birçok kurum ve usul vardı ve siyaset alternatif üretebilmişti. YSK ve sandık neredeyse güven duyulacak son kurum ve usul idi. Onlar da çökertildi! Ne uğruna?” ifadeleriyle YSK’nın bu kararıyla hem siyasete hem de yargıya güvenin tamamen ortadan kalktığını haykırıyordu adeta.
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Bertil Oder de çok ağır ifadelerle yorumladı YSK’nın İstanbul’la ilgili kararını…
“Hukuk düzenbazlığı ile hukuk düzeni alt üst edilebilir ama siyasal haklılık asla kazanılamaz!” sözleri sanırım gelecek nesiller YSK’nın 6 Mayıs 2019 kararını tartışırken, konuşurken Beril Hoca’nın klişe olacak bu sözlerini de mutlaka görecektir.
Ve Mustafa Yeneroğlu… Aynı zamanda hukukçu da olan AK Parti İstanbul Milletvekili.
YSK’nın kararının kamuoyuna yansımasından saatler sonra, gecenin bir vakti öyle bir yorum yaptı ki sosyal medyadaki hesabından…
Tabiri caizse; “Anlayana saz, anlamayana sivrisinek vızıltısı bile az” kabilinden bir yorumdu o yorum.
Ve ben lafı artık daha fazla uzatmadan, Sayın Yeneroğlu’nun o muhteşem yorumu ile noktalıyorum bugünkü yazımı!
“Büyük Hukukçu Ebu Hanife’nin ‘mihraptan ve minberden hukukun sesini kısarsanız, Hz. Allah da sizin nefesinizi, iflahınızı kısar’ ikazı her okuduğumuzda sarsılmamızı sağlıyorsa hayırlı sahurlar dilerim… Aksi takdirde tuttuğumuz oruç bizi kurtarmayabilir”