Can Ataklı, "S400 sandığımız gibi olmayabilir" başlıklı yazısında, "Dış basındaki en önemli iddialardan biri de S400'ün henüz gerçek savaş koşullarında denenmemiş olması. Bu nedenle gerçekten iyi bir hava savunma sistemi olup olmadığının tartışıldığı belirtiliyor." dedi.
İşte Can Ataklı'nın çok konuşulacak yazısından ilgili bölüm:
S400 sandığımız gibi olmayabilir
Şu sıralar iktidara yakın medyanın en hayranlıkla haberini yaptığı konu kuşkusuz S400'ler.
Yandaş medyada müthiş güzellemeler var.
– S400 dünyanın en iyi savunma sistemi.
– S400'ler sayesinde Akdeniz'in en büyük gücü oluyoruz.
– Artık uçan sineği bile görebileceğiz.
– Bölgede bizden habersiz kimse hareket edemeyecek.
– Amerika başta olmak üzere batı ülkeleri, Doğu Akdeniz'de artık diledikleri gibi at oynatamayacak.
Şuna inanıyorum ki, bu durum değişsin, Amerika dediğini yaptırsın ve Erdoğan her zamanki gibi hiçbir şey olmamış gibi tam tersini söylemeye başlasın bu medya bu sefer o füzeler için aynı haberleri yapmaya başlar.
İşin bu aptal komikliğini bir kenara koyalım ve başka gerçeklere bakalım.
S400 konusunu bizim yandaş medyadan değil de dünya medyasından izlemekisterseniz başka şeylerle karşılaşıyorsunuz.
Örneğin Rusya'nın bize S400'ün ‘export' versiyonunu sattığını ileri sürüyorlar.
Nedir bu versiyon?
Önemli özellikleri tırpanlanmış bir sistemmiş. Rusya kendi kullandığı versiyonu verip kendi güvenliğini tehlikeye atmak istemiyormuş.
Yine bir başka haberde artık S400 eski teknoloji olduğu için Rusya'nın S500 adı altında yenisini geliştirdiği belirtiliyor.
Dış basındaki en önemli iddialardan biri de S400'ün henüz gerçek savaş koşullarında denenmemiş olması. Bu nedenle gerçekten iyi bir hava savunma sistemi olup olmadığının tartışıldığı belirtiliyor.
Bir diğer konu da sistemin kimi dost, kimi düşman olarak algılayacağı ile ilgili kodların verilmemiş olması. Gerçi sistem henüz tam kurulmadığı için bu kodlar şu an için belki çok geçerli değil ama verilip verilmeyeceği tam bilinmiyor.
Kod konusu çok önemli.
Çünkü kimin düşman, kimin dost olarak algılanacağına “otomatik olarak Rusya karar vermiş olacak” ki bu da Türkiye'nin güvenliğine yönelik çok ciddi bir tehlike.
Yine dış basında çıkan haberlere göre bu sistem ilk beş yıl Rus subaylar tarafındankullanılacak.
Şu anda Rusya'da eğitim gören elemanlarımız ancak bu süre bittikten sona kontrolü devralacaklar.
Ortak üretim konusunda da bizim medyamız ile dünya medyası farklı haberler veriyor.
Çeşitli gazeteler, Rusya'nın S400'ü hem maddi hem de bilimsel olarak yapacak güce sahip olduğunu belirterek “Ortaklığı hiç düşünen yok, Türkler ortak olmayı nereden çıkarıyor?” diye yazıyor…
En önemli haberlerden biri de S400'ün gerçekten çok etkili bir savunma sistemi olmadığı yönündeki iddiaları içeriyor.
S400'lerin Amerika'nın hayalet uçak olarak adlandırdığı F35'leri ancak 20 mil yaklaştığında fark edebildiğini belirliyor.
Yabancı basın, F35 üzerindeki 40 mil menzilli roketler ile S400 bataryalarını kendini tespit menzili dışından kolaylıkla tahrip edilebildiğini belirterek, “Yani F35 karşısında S400'lerin hiç şansı yok” diyor.
Yabancı basın bu konudaki iddialarını pekiştirmek için Amerika'nın Suriye'de attığı sayısız Tomahawk füzesini hatırlatarak şunu yazıyor; “Ruslar bu füzeleri vurmaya cesaret edemediler. Üstelik Ruslar için bedava bir test olacaktı Tomahawk'lar. S400'lerinin rüştünü ispat için çok iyi bir fırsattı ama bu fırsatı kullanmak istemediler. Atıp vuramamaları halinde sistemlerinin pazarlanmasında sorun yaşamayı göze alamadıklarını tahmin etmek zor değil.”
NOT: Bütün yabancı medyayı buraya taşımam mümkün değil. Merak edenler Google'a “S400, Turkey” yazsın. Çıkan haberleri görsün.