Birgün'e konuşan İmamoğlu, " Biz o şansı vermeyeceğiz. Adil Seçim Platformu dediğim o anlayış, yüz binlerce, hatta belki milyonlarca insanın katkı sunduğu bir seçim süreci, YSK’ye o şansı vermeyecek" dedi.
Belediyede olduğu süre içerisinde gördüklerini de anlatan İmamoğlu, " Korkutulmuş, ürkütülmüş bir çalışan kitlesi var. “Bir cani gelecek, insanları işinden edecek” gibi bir şeyin olmadığını anlattım. Israrla ben 18 gün boyunca oradaki herkesten, üst bürokrasiden faydalanmaya çalıştım. Hiç kimseyi ayırt etmedim. “Hangi etkinliğiniz var ise konuşalım, makulse, sıkıntı yoksa devam ettirelim” dedim. Yeni gelen Vali Bey demiş ki, “Diyanet yayınlarının fuarını açalım.” Ben iptal etmedim ki. Oradaki genel sekreter yardımcıları, Emniyet ve İtfaiye uygun görmüyor. Oradaki esnaflar da istemiyor. Dolayısıyla yapılması istenmedi, ben de “Siz bilirsiniz” dedim. Vali Bey inşallah bu süreci, söylediğim şekliyle dikkate alır ve test eder. Bürokrasi, özellikle üst yönetim partizanlaşmış. Ön hedefinde İstanbulluya hizmet olmayan, ciddi sayıda insan var. Göreve geldiğim andan itibaren tavırlarından ve ortaya koydukları eylemlerden hissettiğim buydu. Kişiye ve partiye kendini adamışlara diyorum ki, ben İstanbul’a kendini adayanlarla çalışacağım. Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük sıkıntısı, o korkutulmuş kadro. Üst yönetimde kendisini insanlığa, Türk insanına ve İstanbullu’ya adamış kitle değil, tam aksine partiye, Ak Parti’ye ya da oradaki bazı insanlarla çıkar ilişkisine adamış insanlar var. Onları tespit etmiş durumdayız.
Çok şey tespit ettik” deme şansına sahip değiliz. Biz daha iştiraklerin içine bile giremedik. Bugün yaklaşık olarak 60 milyara (TL) doğru giden İstanbul’un konsolide bütçesinin, 40 milyara (TL) yakınını iştirakler yönetiyor. Gerçek bütçenin 20 milyar kadarını İBB yönetiyor. Biz o tarafına bakabildik anca. Bir kısım iştirakle ufak toplantılar yaptık. Uzman arkadaşlarım görüşmelerini sürdürüyordu ama engellemeler oldu. Dolayısıyla tümüyle her şeye hakim olamadık. Ama gerçekten çok somut verilerle büyük israfı da gözlemledik. Onu net olarak söyleyeyim. Yani bu belediye başkanının kişisel alanından tutun, birçok konuya varıncaya kadar… Elimi de sürmedim gözümle de görmedim ama benim onlarca arabam var. Ama ben kendi arabamla gittim. Bunun gibi birçok şey… Birçok kurumda araçların olduğu, birçok kuruma farklı hizmetler sunulduğu büyük bir envanteri var İstanbul’un. Bizim derdimiz şu, İstanbul’un nimetleri İstanbullu’ya dağıtılsın. Bırakın iktisatçı olmamı, ben aynı zamanda iş insanıyım. İş yerini koruyan, iş yerinde bir israfın ve müsrifliğin olup olmadığını anlayacak bir karaktere ve tecrübeye sahibim. 67 yaşımdan beri işletme açıp kapatmayı öğrenmiş birisiyim. Dolayısıyla orada olağanüstü bir israfı gözlemliyorum zaten. Biz ekonomistlerle yaptığımız çalışmada, sadece tasarrufla yılda 67 milyar (TL) civarında bütçe fazlası üreteceğimizi hesapladık. Dolayısıyla somut örnekler vereceğiz. Bunları daha olgunlaştırıp, sizlerle de paylaşacağız. Çalışma arkadaşlarımın elinde örnekler var. Benim kişisel tespitlerim var. Onları entegre edip, daha sonra bunları kamuoyuna anlatacağız. Onun için dedim ya, biz bu 18 günde elde ettiğimiz hangi bilgi varsa, bundan yola çıkarak neler düzelteceğimizin de işaretini vererek, şeffaf biçimde topluma anlatacağız." diye konuştu.