‘[Fakat] son üç yılda, hayatımız boyunca saygı gösterdiğimiz bu temel değerlerin göz ardı edildiğini gözlemledim.’
‘Kurumlar zayıflıyor’ diyen Davutoğlu, başkanlık sistemine geçişle birlikte benzersiz bir gücün ellerine teslim edildiği Erdoğan’ın Türkiye’nin ‘temel yapılarına zarar verdiğini’ söyledi.
İktidara geldiği 2002 yılından beri partinin önemli bir figürü olan Davutoğlu, AKP’nin ağır yenilgi yaşayarak Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul ve başkent Ankara’yı kaybetmesinin ardından kamuoyunda hoşnutsuzluğunu dile getiren iki önemli isimden biri oldu.”
“FAZLA UMUDUM YOK”
“Eski başbakan, Nisan ayında AKP yönetimine karşı yayımladığı 4 bin kelimelik eleştiriyle sessizliğini bozdu. Ay başında, güçlü eski ekonomi bakanı Ali Babacan, partiden Türkiye’nin ‘yeni gelecek vizyonuna’ ihtiyacı olduğunu söyleyerek istifa etti.
Partinin tecrübeli isimlerinin yaptığı bu eleştiriler Erdoğan’a karşı örneği görülmemiş bir meydan okumayı temsil ediyor. Eleştiriler, Erdoğan’ın derin ekonomik problemlerle uğraştığı ve Batı’yla gerilimi tırmandırdığı bir zamanda geliyor. Erdoğan geçen hafta bölünme ihtimaliyle ilgili soruya öfkeli yanıt verdi: ‘Bu ihanetin bir parçası olanlar bedelini ağır ödeyecek.’
AKP üyeliğine devam eden Davutoğlu, halen parti içerisinden reform faaliyetlerinde bulunmak için ‘sorumluluk’ hissettiğini söyledi ama ekledi, ‘fazla umudum yok.’ Yeni parti için henüz bir takvim belirlenmiş değil.”
DIŞ POLİTİKASI SORGULANIYOR
“Türkiye’deki mevcut muhalefetse, Davutoğlu’nun kendisini ülke sorunlarının çözümü olarak lanse etmesine karşılık derin şüpheler duyduğunu belirtiyor. AKP’nin dış politikasının mimarı olarak, Davutoğlu birçok kişi tarafından Arap Baharı’ndan sonra Türkiye’nin bölgede izole oluşuna sebep olmakla suçlanıyor.
Eleştirmenler ayrıca Davutoğlu’nun istifa ettiği 2016 yılında, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve insan hakları önündeki büyük engeller hakkında gerçek olmayan demeçler verdiğini belirtiyor.”
DEMİRTAŞ YORUMU: “SORUMLUSU BEN DEĞİLİM”
“Davutoğlu kendisini savunarak defalarca Türkiye’nin otoriterleşmesine karşı endişelerini dile getirdiğinde ısrar ediyor: ‘Ben birçok gazeteciyi savundum’diyor. ‘Fikirlere ve entelektüel özgürlüğe saygı duyulması gerektiğini söyledim.’
Ayrıca şüpheci liberallerin de Davutoğlu’nun terörizm suçlamalarıyla üç yılını parmaklılar ardında geçiren Kürt muhalefeti lideri Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu kınamayı reddetmesinden etkilenmemesi pek mümkün değil. Davutoğlu, ‘Demirtaş benim istifamdan 6 ay sonra hapse atıldı. Yani ben bunun sorumlusu değilim’ diyor ve ekliyor, ‘Bu yasal bir süreç… Ben herhangi bir şey yapamam.’”
“AKP SEÇMENİNDEN DAVUTOĞLUNA DESTEK YOK”
“Desteğinde azalma olmasına rağmen, Erdoğan ülkenin en popüler siyasetçisi olmaya devam ediyor. Araştırma şirketi PIAR’ın yayınladığı son ankete göre, AKP seçmeninin yüzde 80’i Davutoğlu tarafından kurulacak bir partiye asla destek olmayacağını belirtiyor. Ankette, Davutoğlu saflarına katılmamakta direnen Ali Babacan tarafından kurulacak partiye daha olumlu bakıldığı öne sürüldü.
Politikacıların dinamikleri sürdürmek yerine değiştirmeleri gerektiğini söyleyen eski başbakan, kendi hedefinin Türkiye’de yeni bir siyasi iklim yaratmak olduğunu ekledi. Davutoğlu, ‘İhtiyacımız olan şey açıklığa, şeffaflığa, özgürlüğe ve korkusuzca konuşabilmeye dayalı yeni bir psikoloji’ diye konuştu.
Davutoğlu sesini yükseltmeye karar verdiğinde, hiçbir Türk ana akım yayın kuruluşunun kendisini ekrana çıkarmadığını söyledi.
Bu ay, bir Youtube programında kendisiyle söyleşi yapan üç muhalif gazetecinin Rus devlet haber ağı Sputnik’teki programlarına son verildi. Bu, Ankara ve Moskova arasında Rus S400 hava savunma sitemlerinin satın alınmasında sonra gelişen yakınlığın bariz bir işaretiydi.
Davutoğlu akraba kayırmacılık ve yolsuzluk konularında tartışma başlatmak istediğini vurgulayarak ‘Çünkü eğer eski başbakan olarak ben korkarsam, vatandaşlar sesini çıkaramazlar’ dedi ve ekledi: ‘Eğer konuşmaktan, düşünmekten korkarsanız, çözüm üretemezsiniz.’”