Türkiye gece yarısı İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama ile 1 yıl önce Emniyet Genel Müdürlüğüne atanan Celal Uzunkaya'nın görevden alındığını, yerine Şırnak Valisi Mehmet Aktaş'ın getirildiğini öğrendi.
Bakanlık açıklamasında, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzası ile Cumhurbaşkanlığı Atama Kararnamesi Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanmıştır”denildi.
Polis Koleji kökenli olan Celal Uzunkaya ismi özellikle “FETÖ'yle mücadelede” çok önemliydi, göstergeydi, semboldü.
Neden mi?
2009'da Emniyet Genel Müdür Yardımcısı iken, bir diğer Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü'yle birlikte “FETÖ”nün kumpasına maruz kalanlardan biriydi de ondan. 3.5 yıl yargılandıktan sonra beraat etti.
Neler yaşadı; 15 Temmuz'dan sadece 1 ay önce tamamlanan ve “TSK'da darbe yapacak güce eriştiler” uyarısının yer aldığı “FETÖ çatı” iddianamesine konan kendi ifadesinden aktaralım. Özetle şunları anlattı:
“2009 Mayıs ayı ortalarında 6 ayrı makama (Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, İzmir Valiliği) dağıtımlı olarak gönderilen isimsiz ve imzasız bir ihbar mektubu ile hakkımda idari ve adli soruşturmalar açıldı. Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevinden aldırıldım. Adli soruşturma sürecinde emniyet ve adliye işbirliğiyle ulusal yazılı ve görsel medyaya servis edilen yalan yanlış haberler ve bilgiler üzerinden günlerce karalama ve itibarsızlaştırma operasyonuna hedef yapılarak, madden ve manen mağdur edildim. 19851991 yıllarında İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat şube müdür yardımcısı ve şube müdürü olarak görev yaparken, EGM'de dosya kaydı bulunan İrfan Erbarıştıran isimli şahıs şubenin kayıtlı yardımcı istihbarat elemanıydı. Kendisinden çeşitli sol örgütlerle bağlantılı bilgiler alınıyor ve yasal çerçevede devlet güvenliğinde yararlanılıyordu. Bu şahıs Emniyet Genel Müdür Yardımcılığım döneminde de zaman zaman makamıma uğrayıp, çayımı içip, değişik güvenlik konularında (terör, asayiş, kaçakçılık, uyuşturucu, trafik vb.) edindiği bazı bilgileri benimle paylaşıyor, ben de bu bilgileri değerlendirilmek üzere ilgili icracı birimlere iletiyordum. İrfan Erbarıştıran ve iki yakını hakkında İzmir'de 5 Mayıs 2009'da başlatılan planlı bir çete soruşturmasına, aynı tarihlerde 6 ayrı makama yazılan isimsizimzasız bir ihbar mektubu ile ben de dahil edildim ve adli soruşturma süreci amaçlı şekilde başlatıldı. Özel Yetkili C. Savcısı Fatih Genç tarafından hakkımda 'Çeteye yardım ve adli soruşturmanın gizliliğini ihlal etme' suçlarından dava açıldı. 17 Aralık 2009'da Savcı Fatih Genç'e şüpheli sıfatı ile ifade verdikten sonra 1823 Aralık 2009 tarihleri arasında tam 6 gün süreyle tüm ulusal yazılı ve görsel medyada yoğun bir bilgi kirliliği/dezenformasyon başlatıldı. İfade sırasında tarafıma yöneltilmeyen pek çok suçlama, ilişki ve irtibat niteliğinde bilgi saat başı Tv haberlerinde kamuoyuna servis edilerek, peşinen suçlu ilan edildim, mahkum edildim. Bunun da sorumlusu, soruşturma savcısı Fatih Genç ve onunla birlikte bu kumpası planlayıp şekillendirenler, o tarihte KOM ve İstihbarat Dairelerinin başında bulunanlar ile İzmir biriminde görev yapanlardır. Mağduriyetimin müsebbipleri; Emniyet teşkilâtı ve yargı içerisinde Fetullah Gülen'e kayıtsız şartsız tabi olan, onun paralel devlet yapılanmasını kurmak, hakim kılmak için önünde engel gördükleri herkesi, takdir haklarını kötüye kullanarak ve her türlü meşru ya da gayrimeşru yol ve yöntemlerle bertaraf etmeyi amaçlayan bir zihniyet ve kadronun emniyet ve yargı içerisindeki uzantılarıdır.”
İLK İADEİ İTİBAR ONA YAPILDI
Uzatmayalım.
17/25 Aralık operasyonlarından sonra “FETÖ'nün kumpaslar” kurduğunu kabul eden AKP iktidarının itibarını iade ettiği ilk isim Celal Uzunkaya oldu. Uzunkaya 2014 yılında kendisine kurulan kumpasın merkezi olan İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne atandı.
Ancak gerek başarılı çalışmaları, gerekse 15 Temmuz'daki çabaları konuşulurken, nedendir bilinmez, darbe teşebbüsünden sadece 3 ay sonra İzmir'den Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne kaydırıldı.
Buradaki görevi sadece 1.5 yıl sürecekti, çünkü 3 Nisan 2018 tarihi itibarıyla yaş haddinden emekli olacaktı.
VEDA MESAJI
Nitekim 24 Mart 2018'de sosyal medya hesabından yayınladığı veda mesajında, “Antalya’da 1,5 yıldan beri görev yapıyorum ve normal şartlarda (bir değişiklik olmazsa) 03 Nisan 2018’de yaş haddinden emekli oluyorum” dedikten sonra şu dikkat çekici ifadeleri kullandı:
“İster görevde olayım ister emekli olayım, büyük emniyet teşkilatı ailesinin bir bireyi olarak tüm meslektaşlarıma her daim gücüm yettiğince destek olacağımı, mesleki ve bireysel sorunların çözümü noktasında katkı sağlamaya çalışacağımı bu vesileyle bir kez daha ifade ediyor, 'Devlete ve millete sadakat ve bağlılık dışında hiç bir yere bağlılığı olmayan' tüm Kolej mezunu abilerimizi, kardeşlerimizi, tüm emekli emniyet müdürlerimizi ve nihayet büyük emniyet teşkilatı ailesinin tüm bireylerini sevgiyle, saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum.”
ÖZEL FORMÜL BULUNDU
Uzunkaya'nın emekliliği beklenirken, Erdoğan ve iktidar onu bırakmak istememiş olmalı ki, şu sürpriz gelişme yaşandı.
Yaş haddinden emekliliğine 1 gün kala Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığına Müşavir olarak atandı. 3.5 ay sonra 24 Temmuz 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile de Emniyet Genel Müdürü yapıldı.
“FETÖ'YLE MÜCADELE” Mİ BİTTİ?
Uzunkaya'nın yeni görevinin anlam ve önemini, makamına oturduktan sonra İktidara yakın Yeni Şafak Gazetesi'nin yaptığı haberle izah etmeye çalışalım.
“FETÖ ve Teşkilâtı İyi Tanıyor” başlıklı haber özetle şöyleydi:
“Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 17 yıl sonra teşkilatın içinden bir isim atandı. FETÖ kumpası ile 4 yıl görevinden uzak bırakılan Celal Uzunkaya, 2014’te muhteşem bir dönüş yaptı. Önceki gün de yeni görevine başlayan Uzunkaya, FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle kesintisiz mücadele mesajı verdi. Uzunkaya’nın EGM'nün başına atanması, teşkilat için de büyük önem taşıyor. Daha önce görev yapan Turan Genç, Mehmet Ağar, Ünal Erkan, Gürbüz Atabek ve Kemal Aygün de emniyet teşkilatının içinden gelen emniyet müdürleriydi. Son olarak emniyet kökenli Turan Genç, 19992001 yılları arasında Emniyet Genel Müdürü olarak görev yapmıştı. O yıllardan bu yana Emniyetin başına hep mülkiye kökenli isimler getirilmişti. 1975’te Polis Koleji’ni, 1978’de Polis Akademisi’ni birincilikle bitiren Celal Uzunkaya, kritik görevlerde bulundu. 2009 yılında EGM Personel Daire Başkanlığı görevine getirilen Uzunkaya, FETÖ’nün hedefine girdi. Örgüt, tayin ve terfi işlemlerini istediği gibi yapmak için Uzunkaya’yı uydurma deliller, asılsız, isimsiz ve imzasız ihbar mektupları ve medya propagandasıyla sanık sandalyesine oturttu. İzmir’deki FETÖ’cü savcılar tarafından açılan dava sonucu Celal Uzunkaya ve o dönem EGM Yardımcılığı yapan Mustafa Gülcü 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı, 4 yıl mesleklerinden uzak kaldılar. Örgüt, birçok kritik koltuğa kendisine bağlı polisleri yerleştirdi. Ancak söz konusu davanın kurgu olduğu, örgütün bir kumpası olduğu ortaya çıkarıldı. Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Yeni Şafak’a önemli mesajlar verdi. Heyecanlı, onurlu, gururlu bir süreç yaşadığını belirten Uzunkaya, 'Teşkilatın içerisinde 40 yıl görev yapmış bir ismin Genel Müdürlük makamına atanması hem şahsımı, hem de teşkilatımızı mutlu etmiştir. Bugüne kadar FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer tüm terör örgütlerine karşı verilen mücadeleyi aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz. Tek isteğimiz, milletimizin bize güvenmesi ve destek olmaya devam etmesidir' dedi.”
Böyle bir formül bulunup, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne atansın, böyle hedefler ortaya konsun; Sonra 1 yılını doldurmadan bir gece yarısı görevden alınsın!..
Acaba “FETÖ'yle mücadele” mi bitti veya Emniyetin başında teşkilattan birinin bulunmasının anlamı mı kalmadı?..
Her haliyle dikkat çekici ve sürpriz bir gelişme!..
Hemen şunu da ekleyelim; Celal Uzunkaya, AKP'ye çok da uzak bir isim değil.
Ağabeyi Musa Uzunkaya bir dönem Refah Partisi milletvekilliği yaptıktan sonra AKP kurucuları arasında yer aldı. AKP'den Samsun Milletvekili oldu.
Kardeşi Cafer Uzunkaya da halen İŞKUR Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı.
Ancak Celal Uzunkaya'nın Teşkilât'ta bilinen bir özelliği var; Doğru bildiğinde diretmesi... Yani veda mesajındaki, “Devlete ve millete sadakat ve bağlılık dışında hiç bir yere bağlılığı olmayan” ifadesine riayet etmesi.
İşte bu özelliği yüzünden de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile anlaşamadığı öne sürülüyordu.
BARDAĞI TAŞIRAN KILIÇDAROĞLU SALDIRISINDA JANDARMAYI SUÇLAMASI MI OLDU?
Uzunkaya ismi en son ne zaman gündeme geldi? 21 Nisan'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta şehit cenazesinde saldırıya uğramasından sonra.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırıyla ilgili olarak Kılıçdaroğlu ve korumalarını suçlarken, Sözcü'den Saygı Öztürk, “Gözü Dönmüş 1000'in Üzerinde Kişi Vardı” başlıklı yazısında Uzunkaya'nın ağzından şunları yazdı:
“Olay yeri jandarma bölgesiydi. Orada TOMA, göz yaşartıcı gaz, kalabalığı dağıtmak için diğer araçgereçler de yoktu. Jandarma gelişmelerin neredeyse seyircisi durumundaydı. Takviye timler de gelmemişti. Orada yaşanacak zafiyet Devlete mal olacaktı. Böyle bir durumda, görevli olmamama rağmen kendimi vazifeli addettim ve üzerime düşen görevi arkadaşlarımızla birlikte yerine getirdik. Kılıçdaroğlu'nun koruma ekibi de canlabaşla çalıştı.”
Öztürk'ün, Uzunkaya'ya atfen aktardığı ifadelerden birisi de Kılıçdaroğlu'na saldıran kalabalık için “Gözü dönmüş” benzetmesini yapmasıydı.
İşte bu yazı üzerine ertesi gün bir düzeltme/açıklama yapma ihtiyacı duyan Uzunkaya, şunları söyledi:
Cenaze töreninin yapıldığı yerin jandarma bölgesi olduğu ve jandarmanın aldığı güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğu ve sadece emniyetin tedbir aldığı, jandarmanın hiçbir gayretinin ve tedbirinin bulunmadığı, şahsımın orada görevli olmadığı halde özellikle çıkan hadiselere tek başına müdahale ettiği vb. anlamına gelecek bir açıklamam bulunmamaktadır.
Kaldı ki, günlerdir televizyon ekranlarında yayınlanan görüntülerden de anlaşılacağı üzere cenaze töreni öncesi, esnası ve sonrasında jandarma ve polis birlikleri kalabalığın içinde ve önünde görev yapmakta, benim megafonla yaptığım konuşma esnasında da gerek İl Jandarma Komutanı ve İl Emniyet Müdürü ve gerekse İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkanı yanımda bulunmaktaydı.
42 yıllık aktif meslek yaşamım boyunca her zaman omuz omuza görev yaptığımız kardeş Jandarma Teşkilatını ilzam ve itham edici bir anlamı da içinde barındıran bahse konu haber benden kaynaklanmamıştır.
Gözü dönmüş tanımı sözün gelişi olarak söylenen ve yıllar boyunca kullanılan bir polisiye terim olup, tamamen olay esnasında evin etrafında toplanan ve bütün ikaz ve uyarılara rağmen dağılmayıp slogan atan/attıran insanların mevcudiyetine vurgu yapma amacına matuftu ve kastedilen de açıkça buydu.
Uzunkaya bu açıklamayı yapmış olsa da kendisine atfen aktarılan ilk ifadelerin Jandarma Teşkilâtı'nda çok büyük rahatsızlık yarattığı öne sürülüyordu.
Şimdilik tahminler o ki, Uzunkaya'nın görevden alınmasına işte bu rahatsızlık sebep oldu, Erdoğan ve Süleyman Soylu daha bir “Önem” verdikleri Jandarmayı, “FETÖ” mağduru Uzunkaya'ya tercih etti.
Kesin olan ise şu; Bu gönderiliş, yeniden ayağa kalkmak için tüm umudunu Uzunkaya'ya bağlayan Emniyet Teşkilâtı'nı çok üzerken, herhalde “FETÖ”yü çok mutlu etmiştir!..
Müyesser Yıldız