Can Ataklı, Erdoğan’ın aklındaki seçim stratejisine karşı muhalefete uyarıda bulundu. Bir dönem Araştırma Şirketi ANAR’ın genel müdürlüğünü yapan siyaset danışmanı İbrahim Uslu da, Cumhur İttifakı’nın hedefinin “Muhalefetin blok olarak hareket etmesinin önüne geçmek” olduğunu söyledi.
Erdoğan’ın aklında oy oranı değil, ikinci tur var Tuhaf gelişmeler oluyor, üst üste anketler yapılıyor, başkent kulislerinden birbiriyle çelişen dedikodular yükseliyor. AKP içinde veya yakınındaki farklı kaynaklardan, hem erken seçim olabileceği hem de olmayacağı sinyalleri yayılıyor örneğin.
Bu arada anket şirketleri de art arda sonuçlar açıklayarak AKP’nin hızla eridiğini gösteriyorlar. Bu da ister istemez muhalefeti heyecanlandırıyor. En son KONDA Genel Müdürü de konuya girdi ve AKP’nin çok ciddi oy kaybettiğini belirtti. KONDA’ya çok farklı bakıyorum herkesten. Çünkü bana göre, KONDA bir araştırma şirketinden öte “ne olacağını önceden açıklayan bir odak” gibi geliyor bana. 2007 seçimlerinden beri de böyle düşünüyorum. O seçimler de erken yapılmıştı.
Bu erken seçimlerden tam bir yıl önce KONDA, yaptığı seçim araştırmasında net sonuç yakalamıştı her nasılsa. O bir yıl içinde AKP aleyhine yaşanan onca olaya rağmen, yaprak bile kıpırdamadığı dönemdeki oy oranları aynen yansımıştı sandıklara.
Yani sanki bir el “Siz ne yaparsanız yapın, ben seçimi böyle bitireceğim” demiş gibiydi. Sonraki seçimlerde de bunu hep gözledim. KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “yeni AKP’nin” sözcüsü niteliğindeki bir gazeteye yaptığı açıklamada, “Son araştırmalarda ortaya çıkan temel bulgu, iktidar bloğunun kutuplaştırıcı söylemi AK Parti tabanında bile yüzde 10’luk bir çözülmeye neden oluyor” demiş. Ağırdır, sanıyorum konuştuğu gazetenin meşrebine uygun olarak, Davutoğlu ve Babacan’ın, yüzde 30’un altına düşen Erdoğan’a, ciddi rakip olmaya başladığını da sözlerine eklemiş.
KONDA araştırmasına göre, muhalefet çok iyi durumda, AKP ise yok olma sürecine giriyor. Böyle anlatılınca da muhalefetin tüm renkleri heyecanlanıyor ve Erdoğan’ın alt edileceğine inanıyor. Oysa bana göre bakış açıları farklı. İki kez cumhurbaşkanı seçimi yapılmış olmasına rağmen, ikinci tur deneyimi hiç yaşamamış olan siyasi partiler ve kamuoyu, aklını yüzde 50’ye takmış durumda. Böyle olunca da yapılan anketlerde çıkan sonuçlara bakarak, iktidarın “yüzde 50’yi asla bulamayacağına” inandırıyor kendini. Seçim tek turlu olsa bu görüş doğrudur. Ancak deneyim eksikliği nedeniyle kimsenin aklına ikinci tur gelmiyor. Erdoğan’ın ise aklında birinci değil, ikinci tur var.
Gözlediğim kadarıyla Erdoğan, anket sonuçlarında tek şeye bakıyor; “Bu tablo ile ikinci tura gidildiğinde kazanır mıyım?” Anketlere göre, AKP’nin oyları çok düşmüş görünüyor ama birinciliğini koruyor. MHP ile iş birliği yapması halinde, Meclis’e ilk turla birlikte yapılan milletvekili seçimleri sonunda 300’ü aşkın milletvekili sokması mümkün. Hele HDP’nin baraja takılması halinde, milletvekili dağılımında AKP artı MHP’nin 300’ü hayli geçeceği görülüyor.
İşte ikinci tura bu koşullarda gidilecek. Bir tarafta Meclis’te salt çoğunluğu elde etmiş bir AKP ve MHP, karşısında ise oy yüzdesi daha fazla görünse bile Meclis’te çoğunluğu elde edememiş ve 67 parçaya bölünmüş bir muhalefet. İşte Erdoğan, anketlere hep bu gözle bakıyor. Hesabı birinci tura göre değil, ikinci tura göre. Çünkü muhalefetin herkesin üzerinde ittifak sağlayacağı bir aday bulamayacağına inanıyor. Özellikle Meclis’te oluşacak aritmetik dengeyi “istikrarın bozulmaması” için kendi lehine çevirebileceğine güveniyor.
Muhalefet, birinci tur ile ikinci tur arasındaki 15 günde yaşanacak akıl almaz olayların hiçbirini engelleyemez . Gaza gelip “Sinei millete dönelim” diyen ve “Hodri meydan” çağrılarına kahramanlık yapmayı düşünen muhalefete, bu uyarıyı yapmayı kendime bir borç biliyorum.
USLU: ERKEN SEÇİM OLABİLİR...
Öte yandan Cumhuriyet’ten İpek Özbey’in sorularını yanıtlayan İbrahim Uslu, AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın stratejik bir planı olduğunu, bir yol haritasının çıkarıldığı belirterek “O yol haritası doğrultusunda arka arkaya adımlar atılıyor. Bu arada muhalefetin kendi içinde parçalanmasına yönelik tartışmalara zemin hazırlanıyor, HDP ile CHP ve HDP ile İYİ Parti üzerindeki tartışmaların üzerine gidiliyor, oradaki çatlaklar büyütülüyor” dedi.
"ERKEN SEÇİM OLABİLİR"
AKP’nin ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçim sonuçlarına bakıp karar verebileceğini belirten Uslu “Amerikan seçim sonuçlarını gözlemlemek ve sonrasında karar verebilir. Biden seçilirse rafta duran Türkiye yaptırımlarını uygulamaya karar verebilir. Bu durumda 2021’in ikinci yarısında bir seçim beklenebilir” diye konuştu.
MİLLETVEKİLİ TRANSFERİ NEDEN ÖNLENMEYE ÇALIŞILIYOR?
HDP’li Leyla Güven , Musa Farisoğulları ile CHP'li Enis Berberoğlu’nun milletvekilliklerinin düşürülmesini de değerlendiren İbrahim Uslu, “Cumhur İttifakı’nın son bir aydır arka arkaya çeşitli adımlar atıyor. HDP’li belediyelere karşı hamlelerle başladı. Arkasından darbe tartışmasıyla devam etti. Benim gördüğüm bir yol haritası var. Bazı şeyleri hakikaten erken seçim senaryosuyla açıklayabiliyorsunuz. Eğer Bahçeli’nin dediği gibi 2023 yılında seçim olacaksa o zaman yeni kurulan partilerin yasal yükümlülükleri yerine getireceğini, milletvekili transferine ihtiyaç duymayacağını biliyoruz. Seçim 2023’teyse bu yasa niye tartışılıyor?” dedi.Uslu, iktidarın birkaç meselede CHP’ye de HDP’ye davrandığı gibi davranmaya başladığını belirterek “siz tutumunuzu değiştirmezseniz benim tutumumun ne olacağını böylece görmüş oluyorsunuz diyor” yorumunu yaptı.