23 Haziran seçiminin AKP’de de önümüzdeki günlerde derin kırılmalar, hesaplaşmalar ve sorgulamaların yaşanmasına neden olacağı belirtiliyor.
Parti içinde seçimin yenilenmesinin büyük bir hata olduğu dillendirilirken, bundan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve çevresinin sorumlu olduğu; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda gerekli adımı atması gerektiği konuşuluyor.
Bu anlamda kabine ve parti yönetimindeki revizyonun zaman geçirilmeden yapılması, kutuplaştırma siyasetinin terkedilmesi, genel başkanın partiyle bağında kopukluklara neden olan yeni sistemin aksayan yönlerinin hızla düzeltilmesi, partiye zarar veren parti içi gruplaşmalara Erdoğan’ın müdahale etmesi gerektiği, aksi takdirde partinin bir sonraki seçimlerde daha büyük bir güç kaybına uğrayacağı yorumları yapılıyor.
Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın haberine göre, parti kulislerinde, şu değerlendirmeler yapılıyor:
Erdoğan kabullenmişti: 31 Mart gecesi, Erdoğan seçimin sonuçlarını kabullenmişti, hatta açıktan dile getirmese de bu yönde mesaj vermişti. Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve çevresi, Erdoğan’ı seçimin yenilenmesi durumunda partiye küskün olan seçmenin sandığa götürülebileceği ve seçimin kazanılabileceği konusunda ikna etti.
Daha sonra da seçimin yenilenmesi için her türlü argüman kullanıldı. Erdoğan, şimdi kendisini yanıltanlara ve 13 bin farkın 800 binin üzerine çıkmasına neden olanlara faturasını kesmelidir.
Kutuplaştırma terk edilmeli: Daha önceki seçimlerde kutuplaştırma siyaseti işe yarıyordu ve parti lehine bir sonuç doğuruyordu. Ancak kullanılan siyaset dili, insanlarda tepki yaratmaya başladı. Toplum öyle kutuplaştırıldı ki 12 Eylül öncesi gibi bir ortam olmasa bile kahvehanelerin ayrıldığı bir ortam oluşmaya başladı. Bu anlayış bir an önce terkedilmeli.
Yeni sistem bekleneni vermedi: Partinin büyük umut bağladığı, yeni sistem bekleneni vermedi. ‘Dışarıdan bakan’ uygulaması hataydı. Bakanların siyasetçi olmaması, hem iktidar hem parti politikalarına uyum sağlamalarını engelliyor. Yalnızca milletvekillerinin yasa önerisi vermesi, işleyişi daha da zorlaştırıyor. Erdoğan’ın hem Cumhurbaşkanı, hem genel başkan olmasından beklenen sonuç gerçekleşmedi.
Yeni oluşumlara gün doğar: Hem Ahmet Davutoğlu, hem de Ali Babacan, yeni parti kurmak için sonbaharı hedeflemiş gözüküyor. Seçimden gerekli derslerin çıkarılmaması, partiden yeni oluşumlara kayışı kolaylaştırabilir. Partinin TBMM’de güç kaybetmesi, hiç istenmediği halde erken seçimi gündeme getirebilir, partinin kontrolü dışında gelişmeler yaşanmasına neden olabilir.
Gruplaşmalar oluştu: Yeni sistemin ve artık eskisi kadar “ortak aklın” bulunduğu istişarelerin de yapılmamasıyla birlikte parti içindeki gruplaşmalar oluşmaya başladı. Erdoğan’ın aile üyelerinin de içinde bulunduğu bu grupların parti içindeki çekişmeleri partiye zarar veriyor. Erdoğan’ın parti içinde birlik ve bütünlüğü sağlayacak adımları atmaması durumunda parti daha büyük sıkıntılara girebilir.