Sözcü Gazetesi yazarı Aytunç Erkin, 23 Haziran İstanbul seçimlerini kaybeden AKP içerisinde Erdoğan'a karşı başlayan tartışmaları edindiği kulis bilgilerle yazdı.
Aytunç Erkin'in "AKP'de olağanüstü kongre tartışılıyor" başlıklı köşe yazısı şöyle:
1 – Tarih 20 Ağustos 2017… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Erdoğan, “Unutmayın İstanbul'da teklersek, Türkiye'de tökezleriz. İstanbul'da metal yorgunluğu olursa, Türkiye'de paslanırız. İstanbul'u sağlam tutarsak, Türkiye'de de dünyada da Allah'ın izniyle bizi yıkacak bir güç tanımıyoruz” demişti.
31 Mart'ta ve 23 Haziran'da “İstanbul'da teklendi, Türkiye'de tökezleme” sürecine girildi. İktidar partisi, 23 Haziran'da 800 bin farkla kaybedilen İstanbul yenilgisinin ardından ‘ciddi bir muhasebe' yaşayacak gibi… İşaretleri veren yazarlar tespitlerini yapmaya başladı!
‘YENİ BİR HİKAYE GEREKİYOR'
Örneğin… Cumhurbaşkanlığı Güvenlik Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Burhanettin Duran… Sabah Gazetesi yazarı Duran 28 Haziran'da “Muhasebe ve rakibini tanımak” başlıklı yazısında şu değerlendirmeyi yaptı: “… CHP'nin İstanbul'u alması konusunda AK Parti camiasında ‘özeleştiri, muhasebe, yenilenme' tartışmaları var. Yorgunluk ve seçmenden uzaklaşma tespiti yapılıyor. Yeni bir hikayenin gerekliliği dillendiriliyor. Kadro yenilenmesi isteyenlerin yanı sıra cumhurbaşkanlığı sisteminin izleyişini gözden geçirme teklifi de yapılıyor. Nitelikli bir muhasebe ile yapılması gerektiği ortada.”
Şimdi Ankara ve İstanbul kulislerine uzanalım… Ankara'nın havasını iyi koklayan gazetecilerden SÖZCÜ yazarı Deniz Zeyrek'in cümlesini de hatırlatalım: “Hiçbir şey olmasa da kesin bir şeyler olacak…”
‘Millet İttifakı'nın adayı Ekrem İmamoğlu'nun 31 Mart'ta kazandığı ilk seçim iktidarda kırılma noktası oldu. Çünkü karşılarında, muhafazakar çoğunluğa da seslenen farklı bir CHP'li adayla karşılaştılar. 17 yıldır “laikanti laik' kamplaşmasıyla kenetlenen AKP kitlesi ve yöneticileri de şaşırdı! ‘Sol'a karşı değil kendilerine karşı yarışmanın verdiği ‘becerisizlikler' ortaya çıktı! İşte tam da bu noktada, “İstanbul'da metal yorgunluğu olursa, Türkiye'de paslanırız” uyarısının somutlaştığını Erdoğan gördü. İddialara göre, yakın çevresi de ‘Yeni bir olağanüstü kongre ve kabine değişikliği' konusunda görüşlerini aktardı. Ancak… Özellikle İstanbul medyasının ‘şahin' kanadı ‘kabine değişikliğine' karşı çıkanların desteğiyle ‘Çaldılar' sloganının üzerinde tepinmeye başladı. Ve…
İktidar ikinci kırılma noktasına doğru yol aldı. Seçimler yenilendi. Dikkat çeken nokta ise Tayyip Erdoğan'ın seçimlere fazla asılmadığıydı.
Gelinen noktada İmamoğlu, AKP'den de yüzde 3.5 oy aldı ve 800 bin farkla kazandı
Bu yenilginin ardından ‘kabine değişikliği' sıkça konuşulur oldu. Burada da tanıdığımız Erdoğan açıklaması geldi: “Siparişle kabine değişikliği yapmayız. Biz istediğimiz zaman yaparız.”
Kulislerde, kabine değişikliğinin gecikmesinin nedeni ‘medya baskısına' bağlandı! Olağanüstü kongre kararı alma konusunda tartışmalar da yeniden hız kazandı.
İktidar partisi bugünlerde yeni bir genel kurulu tartışıyor. Karar alınırsa bunun da eylül ya da ekim ayı içerisinde olacağı konuşuluyor. Üst düzey bir yetkili “Ufukta erken genel kurul gözüküyor” dedi.
Teknik bir not verelim: AKP tüzüğünün 70. maddesi büyük kongrenin nasıl toplanacağını anlatıyor. Buna göre, kongreye genel başkan veya Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun (MKYK) ya da delegelerinin en az 5'te birinin yazılı talebi ile gidiliyor. MKYK olağanüstü kongreyi bir hafta içinde ilân etmek durumunda. Kongrenin en geç çağrı tarihinden itibaren 45 gün içinde yapılması gerek. Devam edelim…
BABACAN'A KARŞI YENİ KADRO
AKP Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) da önemli değişiklikler yapılacağı da gelen bilgiler arasında. Sonbaharda partileşeceği konuşulan Abdullah Gül destekli Ali Babacan hareketine karşı da yeni kadrolarla mücadele verilmesi konusunda tartışmaların yaşandığı ifade ediliyor. Ancak…
17 yıldır yani AKP'nin iktidara geldiği günden bugüne ilk defa Tayip Erdoğan'ın liderliğinin tartışıldığı, eleştirilerin yapıldığının altı çiziliyor.
‘Partili Cumhurbaşkanı' konusunda tartışma yok ama cumhurbaşkanının genel başkan olmasını istemeyenler de seslerini yükseltiyor. Ailenin partide etkin olması, damat Berat Albayrak'a karşı negatif bakış açısı ve Kürt meselesinde ‘şahin' kanadın hakim olması ‘paslanmanın' nedenlerinden sayılıyor. Peki…
Adalet ve yargı konusu ne olacak?
Ali Babacan'la harekete edeceği konuşulan isimlere bakalım… Adalet eski Bakanı Sadullah Ergin, eski bakanlardan Hüseyin Çelik, Nihat Ergün, kulis yazarı Fehmi Koru… Yeni bir isim yok, küskünler hareketi gibi. Ancak… Soldan, sağdan, liberal kesimlerden alınacak desteğin 2010 referandumunda yaratılan ‘Evet' enerjisine dönüşebileceği belirtiliyor.
Kulislerde, Erdoğan muhaliflerinin sıkça ‘adalet ve yargı' konusunda yaptıkları eleştiriler konuşuluyor. Bu isimleri yakından tanıyan bir isim şu soruya yanıt istedi: “Babacan, Gül ve diğer isimler 17 yıllık iktidar pratiğinde uzun bir zaman rol aldılar ve bugün neden harekete geçtiler?”
Yine de ‘adalet' konusunda bağımsız düşünen iktidara yakın isimler, FETÖ borsası gerçeğine vurgu yapıyor. İktidarın, gerçek anlamda FETÖ'yle mücadele etmediği algısına örnek de SÖZCÜ, Cumhuriyet gibi gazetelere ‘akıl dışı' yöneltilen suçlamalar. Beştepe'ye yakın hukukçular yakın zamanda ‘adalet' konusunda sağlıklı adımlar atılacağını düşünüyor.
Bize de takip etmek düşüyor!