Sözcü yazarı Yılmaz Özdil de "zillet" tartışmalarına katıldı.
Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında, AKP'nin muhalefete yönelttiği "zillet ittifakı" eleştirisini değerlendirdi. Özdil, "Millete zillet denince… Aslında senelerdir kimin bu milleti hor gördüğü, kimin bu milleti hakir gördüğü, kimin bu milleti aşağıladığı, kimin bu milleti küçümsediği bizzat itiraf edilmiş olmuyor mu?" diye sordu.
İŞTE ÖZDİL'İN YAZISI:
Millete zillet deniyor. Ne demek zillet?
★
Hor görülen.
Hakir görülen.
Küçük görülen.
Aşağılık görülen demek.
★
Halbuki senelerdir ne deniyordu?
★
“Millete tepeden bakan, kendi insanını hor gören, hakir gören, bu ülkeye adeta asalak gibi yapışan elitler, Türkiye'nin kültür hayatının çoraklaşmasının başlıca müsebbipleridir, mensubu olduğu milleti küçümseyen sanatçının, milleti hakir gören sanatçının, benim gözümde de milletimizin gözünde de kıymeti yoktur” deniyordu.
Edebiyata müziğe resime heykele sinemaya tiyatroya dansa emek veren sanatçılarımızın, millete zillet gözüyle baktığı anlatılıyordu.
★
Mitinglerde konuşulurken mesela, “bu toprakları aşağılayanlar, bu toprağın insanını hor görenler, hakir görenler suyun başını tutmuşlar, millete hep tepeden bakmışlar, kaymak tabaka bunlar kaymak tabaka, ama artık Anadolu sermayesi geliyor” deniyordu.
İstanbul sermayesinin millete zillet gözüyle baktığı anlatılıyordu.
★
Millet bahçesinin açılış töreninde “milleti aşağılayan, küçümseyen, hakaret eden, kendi marjinal yaklaşımlarını topluma dayatmak isteyen azgın azınlığın oyunlarıyla sarsılacak ülke değiliz” deniyordu.
Marjinallerin, azınlıkların millete zillet gözüyle baktığı anlatılıyordu.
★
“Tencere tava çalarak milleti rahatsız edenler, onyıllar boyunca boğaza karşı viski içtiler, Çankaya'da günlerini sefa içinde geçirdiler, milleti hakir gördüler, küçümsediler, siz koyunsunuz sizi güdeceğiz dediler” deniyordu.
Gezi direnişine katılanların Akp'den önce devleti yönetenlerle birlikte millete zillet gözüyle baktığı anlatılıyordu.
Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda konuşulurken, “Cehape'nin tek partili yıllarında milletimiz taciz ediliyordu, 1940'lı yıllarda fraklı valsli şampanyalı kutlamalar yapılırken, kapının hemen dışında ayağına giyecek ayakkabı bulamayan yarı aç yarı tok millet şaşkınlıkla izliyordu, milleti istiskal eden, milleti aşağılayan bu dayatmalara son verdik” deniyordu.
İsmet İnönü'nün ve bu ülkeyi kuran CHP'nin millete zillet gözüyle baktığı anlatılıyordu.
★
Şimdi ne deniyor millete?
Zillet deniyor.
★
Millete zillet denince… Aslında senelerdir kimin bu milleti hor gördüğü, kimin bu milleti hakir gördüğü, kimin bu milleti aşağıladığı, kimin bu milleti küçümsediği bizzat itiraf edilmiş olmuyor mu?
★
Ve hep böyledir maalesef… Demokrasi tarihimiz, tabanı delik cızlavetle dolaşırken Ferragamo'ya terfi eden politikacılarla doludur.
Bağrından çıktığı milletten uzaklaşıp, şatafata debdebeye saraylara öyküne öyküne kendini asil zannedenlerin tirajedileriyle doludur.
This website requests your consent to use your personal data to
PurposesSelect All
+
Marketing
Cookies that track user behavior for personalized ads and ad performance. (3 vendors)
+
Uncategorized
Cookies that have not yet been classified and may serve various functions. (1 vendors)
+
Allow the sale, sharing or use of my personal information
We will not sell or share your personal information with third parties for targeted advertising on this device if you choose to disable this toggle.
Special Features
We and our partners use cookies and similar technologies to process data such as browsing behavior or unique IDs on this site. This helps us personalize content, improve user experience, and provide targeted ads.
By clicking "Accept All", you consent to the collection and use of your personal data as described in our Privacy Policy. If you wish to opt out of the sale or sharing of your personal information, switch off "Allow the sale, sharing or use of personal data" toggle.
You may also manage your preferences at any time later on.