Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı.
"Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı. İşte o bomba yazı:
"Yıl 2020… Mayıs ayı…
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın uluslararası yatırımcılarla toplantısı sırasında döviz piyasası birden hareketlendi. Tam piyasaların beklediği mesajlar verilirken hem de…
Halbuki, o dönemde swap konusunda atılan onca adım vardı… (Neydi bu adımlar, hatırlatayım. Merkez Bankası bankalara 'Londra'ya TL vermeyi bırak, döviz işlemlerini gel benden yap' demişti. "Karanlık havuz" denilen tezgâhüstü piyasalarda gerçekleştirilen swap işlemlerinin İstanbul'daki borsada yapılmasının önü açılmıştı) Yahu "TL'yi bu kadar kısarken nasıl oluyor" demeye kalmadan işin rengi anlaşılmıştı. Oralara operasyon için kurşunu yollayanların bizim yerli şirketler olduğu ortaya çıkmıştı.
O dönemde Londralı bankalar öyle çalışıyordu. TL'ye erişmekte zorlandıklarında, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullanıyorlardı. Türk şirketler buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıyorlardı. Ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açıyorlardı. Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu.
Diyeceksiniz ki, bu kez döviz yükselişinde durum farklı… İşin içinde finans çeteleri yok ki… Doğru, yok…
Ama son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hani derler ya, körün istediği bir göz, bunlar veriyor iki göz... O hesap...
Hem de öyle az buz rakamlar değil…
Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı…
Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler…
Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL…
Liste kabarık…
İsimleri yazmayacağım.
Çünkü, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Mali Suçları Araştırma Kurulu bunları inceliyor. Son dönemde yüksek miktardaki para çıkışlarına bakılıyor.
Hakikaten, bu paralar Londra'ya iş icabı mı yollandı, yoksa maksat başka mı…
Yakında kokusu çıkar…
Şu kadarını söyleyeyim…
Eğer kafaları operasyonel çalışmışsa, bu sefer öyle kolay yırtamazlar!"