Tarkan'ın uzun süredir merakla beklenen yeni teklisi 'Geççek', sözleri, müziği ve klibiyle yayınlandığı andan itibaren Türkiye'de siyasi gündemin tam ortasına oturdu.
Aslında klibe bakıldığında megastarın büyük ölçüde yeni tip koronavirüs salgınının yansımalarına değindiği, bunu da işçi sınıfı, beyaz yakalılar, üniversite öğrencileri, kadınlar gibi son zamanlarda oldukça sıkıntı yaşayan gruplar üzerinden anlattığı görülüyor.
Umut dolu mesajlarını toplumla 'bilgisayar korsanlığı' yoluyla ekranlara bağlanarak paylaşan şarkıcının, sanal gözlük kullanan çocuk üzerinden 'metaverse'i de işlediğini söylemek mümkün.
Ancak şarkının sözleri hayat pahalılığından yorulmuş, hükümetin baskılarından bunalmış ve kendini 'muhalif' olarak tanımlayan vatandaşlar için deyim yerindeyse 'marş' oldu.
"(...) Çok uzattın vallahi bıktık
Bi durmadın vermedin ki aman
Hadi yeter artık fena bunaldık
Düş babam artık düş yakamızdan
Var bir hayır her şerde dedik
Oturduk bir dolu ders de çıkarttık
Ama yeter artık, anladık tamam
Düş babam artık düş yakamızdan (...)"
Şarkı muhalefette ne kadar heyecan yarattıysa, iktidara yakınlığıyla bilinen kesimlerin de bir o kadar 'tepkisini' çekti. Yılların megastarı, "CHP yalakası", "FETÖ" gibi altını doldurması çok zor konular üzerinden hedefe kondu.
Yeni teklisini yayınlamadan önce "Bundan bir yıl kadar önce ruh halimin hiç de iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi, pandemi gibi şeyler beni çok etkiledi. O anlarda içimde bir melodi ve söz yankılandı. Hepimize çok iyi gelecek bir şarkı yazmak istedim. Kim bilir belki biraz teselli eder, moral verir, umut olur diye" diyen Tarkan, 'Geççek'in yaratacağı etkiyi önceden tahmin etti mi bilinmez, ancak yıllardır 'apolitik' olduğu gözlenen pop müzik ve temsilcileri hakkındaki tartışmaları boyutlandırdı.
Bilindiği üzere megastarın yakın dostu Sezen Aksu da geçtiğimiz ay, beş yıl önce yayınladığı 'Şahane bir şey yaşamak' adlı şarkısı nedeniyle iktidar kanadının oklarının hedefi oldu.
Hatta milletin temsil edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından "Yazdığı ucube şarkının sözleri arasında Hz. Adem ve Havva’ya 'cahil' diyen sorumsuz şarkıcının sefalet hali, cehalet çukurunun açık seçik bir numunesidir. Bu sanatçıya diyorum ki serçeysen serçeliğini bil sakın kuzgunluğa heves etme. Bu tiplerin kafaları arızalı, kalpleri taşlı ve dikenlidir" sözleriyle 'eleştirildi.'
Minik serçeyi ilk olarak "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz; o dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir" sözleriyle hedef alan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'sa tabanından gelen tepkiler üzerine geri adım attı ve 'dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına değil, kutsallara karşı hakarete dönük bir tavır olarak söylediğini' ileri sürdü.
Sezen Aksu tabiri caizse 'linç edildiği' süreçte yalnızca bir kere konuştu. "Malumunuz olduğu üzere konu ben değilim, konu memleket. Kendimi bildim bileli çeşitli insanlık hallerini gözlemliyor ve söze döküyorum biliyorsunuz" dedi ve 'Avcı' isimli yeni şiirini paylaştı:
"Sen beni üzemezsin
Zaten çok üzgünüm
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Ben avım sen avcı
Vur bakalım….
Sen beni sezemezsin
Dilimi ezemezsin
Nereye baksam acı
Nereye baksam acı
Kim yolcu kim hancı
Dur bakalım…
Beni öldüremezsin
Sesim, sazım, sözüm var benim
Ben derken ben herkesim."
Şiir, bir gecede en az 35 dile çevrildi. Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, bestelemek için çalışmalara başladı.
Sezen Aksu ve Tarkan'ın yanı sıra, Türkiye'nin bir başka popstarı Gülşen de son dönemde iktidara yakın çevrelerin hedefinde bulunuyor. Ona yöneltilen okların nedeniyse, sahnede giydiği kıyafetlerin 'açık olması.'
Gülşen de geri adım atmadı. Kendisinin 'sıfatlarından' bağımsız bir birey olduğunu, kimsenin yaşam tercihinin başkaları tarafından belirlenemeyeceğini söyledi:
"Kadınlara 'anne olma, evlat olma, eş olma', Erkeklere "erkek olma, hükmetme zorunluluğunda olma, aksi taktirde eksik olacağı" üzerinden uygulanan tüm tahakkümün nasıl bir cehennem olduğunu ve bu tahakkümün en sonunda erk'lik taşımayanın ya da onun yasalarına uymayanın yaşamdan silinmesini meşrulaştırmaya hizmet etmekte olduğunu ne olur görelim artık hep birlikte. Bir insanın yaşam hakkı,yaşam tercihleri bir başkası tarafından belirlenemez. Bir cins ya da insan bir diğerinden üstün olamaz.
Evet, ben bir annebabanın kızı, evet bir erkeğin eşi, ve bir yavrunun annesiyim. Babasının kızı Bir erkeğin karısı Bir çocuğun annesi olmaktan öte; ben aklı ve düşünme yeteneği olan özgür iradeye sahip bir insanım. Bu sıfatlardan fazlasıyım. Hiçbir sıfatın kölesi değilim. Kimseye ait değilim. Ben kendimim. Kendime aitim."
Bu arada Tarkan'ın 'Geççek' isimli şarkısının aranjörlüğünü yıllardır megastarla çalışan Ozan Çolakoğlu olduğunu 'ek bilgi' olarak not düşelim. Çolakoğlu, altı yıldır Gülşen'le evli ve eşinin kıyafetleriyle ilgili kendisine yöneltilen sorular üzerine şu yanıtı veriyordu:
"Biri öyle biri böyle diyor. Burada merci kim? Bana göre merci oraya, o mekana gelen insanlar. Onlar rahatsız olmuyorsa ve memnunsa sıkıntı yoksa başkalarına ne bundan? Rahatsız olan o mekana gelmez, Gülşen’i sosyal medyadan takip etmez yani bitti. O kadar basit. Ben ilgilenmediğim konulara bakmıyorum sosyal medyada.”
Gülşen, kendisine yöneltilen 'tepkilere' son olarak dün yanıt verdi.
Sezen Aksu'nun 'Namus' şarkısını söyleyen popstar, "Arkadaşlar, ülkemizin şarkısı olabilir bu şarkı. Gerçekten bu şarkıyı ülkemizin şarkısı ilan ediyorum. Namuslu görünmek kimlere kalmış diyerek buraya nokta koymak istiyorum" dedi.
"(...) Fazilet dediğin meğer masalmış
Namuslu görünmek kimlere kalmış
Zenginmiş, fakirmiş, halkmış, kralmış
Gördüm ki kimseyi takmadın namus. (...)"
Şimdilerde pop müziği tartışıyoruz ancak son zamanlardaki ilk 'protest tavır' bu değil. Türkiye'de heavy metal müziğin yaşayan efsanesi Pentagram, Ekim 2020'de "Bu düzen yıkılsın" diyerek dünya üzerindeki tüm canlıların uğradığı şiddeti, savaşları, eşitsizliği, ayrımcılığı, adaletsizliği masaya yatırıyordu.
"Dualar tutmadı
Gönüller doymadı
Kadınlar gülmedi
Şu ömrümüzde
Hesaplar bitmedi
Saraylar yetmedi
Savaşlar durmadı
Şu ömrümüzde
Vebali hala boynumuzda
Davullar çalınsın
Köleler uyansın
Silahlar yakılsın
Bu düzen yıkılsın (...)"
6 Eylül 2019'a gelindiğinde birkaç saat arayla müzikseverlerle buluşan iki rap şarkısı, protest içerikleri nedeniyle gündeme 'bomba gibi' düştü. Bunlar Ezhel’in ‘Olay’ isimli şarkısı ve Şanışer’in 17 müzisyenle "Susamam" dediği tekliydi.
Şanışer'le birlikte Fuat, Ados, Hayki, Server Uraz, Beta, Tahribadı İsyan, Sokrat St, Ozbi, Deniz Tekin, Sehabe, Yeis Sensura, Aspova, Defkhan, Aga B, Mirac, Mert Şenel ve Kamufle’nin yer aldığı şarkıda farklı konu başlıklarıyla Türkiye gündemindeki meseleler; ‘adalet’, ‘özgürlük’, ‘eğitim’, ‘kadına yönelik şiddet’, ‘hayvana yönelik şiddet’, ‘kentleşme’ gibi konular işleniyordu.
Ezhel'in 'Olay'ında ise 10 Ekim Ankara Katliamı, Gezi Direnişi, 15 Temmuz darbe girişimi gibi Türkiye gündemi konularını işleniyordu. Klibinde toplumsal muhalefetin çok sayıda eylem görüntüsü de yer alıyordu.
İki şarkı da bir gecede milyonlarca izlendi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımda 'Susamam'a şöyle 'tepki' göstermişti: "Sanat, provokasyonun ve siyasi manipülasyonun aracı olmamalıdır. 'Susamam' diyenlerin Türkiye'nin en kritik dönemlerinde nasıl lâl olduğunu çok iyi biliyoruz."