All News
10 Ocak 2022 ( 32 izlenme )
Reklamlar

şok iddia milyonlarca insan ölecek

Bill Gates: Koronaya yakalanmayan milyonlarca insan ölecek

Pandemi süresince koronavirüs hakkındaki fikirleriyle gündeme gelen Bill Gates, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Gates, “Pandemi sona ermeden önce büyük ihtimalle milyonlarca insan hayatını kaybedecek ve bu ölümlerin çoğu hastalığın kendisinden değil, koronavirüsün sağlık sistemleri ve ekonomiler üzerindeki baskısından kaynaklı olacak” dedi.

The Economist’e konuşan Microsoft kurucusu, koronavirüsün yayılmasını önlemek için uygulanan tecrit önlemlerinin Covid19 dışındaki hastalıkların tedavisini de engellediğini ifade etti. Gates’e göre bu durum, en çok da sıtma ve HIV’le mücadele eden az gelişmiş ülkeleri etkileyecek.


Microsoft’un kurucusu Gates ve eşinin kurduğu Bill ve Melinda Gates Vakfı, aşılar aracılığıyla sıtma ve çocuk felci gibi hastalıkları hafifletmeye çalışan küresel ittifakın merkezinde yer alıyor. Gates vakfı, kısa süre önce de Hindistan Serum Enstitüsü ile işbirliği yaptığını ve corona virüs aşısını yoksul ülkelere yaklaşık üç dolara sağlayacağını açıklamıştı.

Vakıftaki faaliyetlerine zaman ayırmak için Microsoft’taki görevini bırakan Bill Gates, ABD’nin salgınla mücadelesini ise şöyle değerlendirdi:

“Kesinlikle hazırlıklı değildik. Test yapmaya derhal başlamanın önemini anlayabileceğimiz simülasyonlar geliştiremedik.


Açıkçası, virüse verdiğimiz yanıt beklediğimden kötü oldu. Ekonomi ve sağlık üzerindeki zarar da tahmin ettiğimden çok daha büyük.

Siyasi yöntemlerin değişmesi, insanların maske takmasını sağlar mı, emin değilim.”

Covid19 ile mücadelenin siyasi boyutuna da değinen Gates’e göre Joe Biden’ın seçilmesi, işleri yoluna koymayacak.


☆●○☆○○●○○☆○●○○☆○●●☆☆○●


Çok Sevindiren Haber:Flaş Kıdem Tazminatı Kararı!
Son dakika: Flaş kıdem tazminatı kararı… Çalışanlar dikkat!



1475 Sayılı Eski İş Kanunu’nun 14. Maddesinin 1. Fıkrasının 5. Bendine göre, yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirenler kendi istekleriyle işten ayrıldıklarında kıdem tazminatını alabilirler. Buna göre, 8 Eylül 1999 tarihinden önce çalışmaya başlayanlar 15 yıl sigortalılık 3600 prim gününü doldurduklarında bu hakkı kullanabiliyorlar. Çalışanların bir kısmı gerçekten aktif çalışmaya bir süre ara verirken, bir kısmı da daha iyi ücret alabileceği başka bir iş yerinde çalışmaya başlıyor. İşçilerin başka bir işte çalışmak amacıyla 15 yıl sigortalılık 3600 prim gününü doldurduğunu belirterek kıdem tazminatı talebinde bulunması, uygulamada çoğu zaman anlaşmazlık konusu oluyor. İşveren, işçinin gerçek amacının başka bir işte çalışmak olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı ödemekten kaçınabiliyor.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (Esas No: 2016/1419, Karar No: 2019/1183) bu konuda verdiği yakın tarihli karar, çalışanları sevindirdi. Söz konusu dava dosyasına göre, bir bankacı 15 yıl sigortalılık, 3600 prim günü koşulunu yerine getirdiğini belirterek, bir ay önceden bildirimde bulunmak suretiyle iş akdini feshetti ve kıdem tazminatının ödenmesini istedi.



Bankacı, iş akdinin fesih bildirimi ile fesih tarihi arasında başka bir bankada müdür yardımcısı olmak üzere anlaştı. İş akdinin feshinden 4 gün sonra da yeni bankada işe başladı. Bankanın kıdem tazminatını ödememesi üzerine icra takibi başlattı. İcra takibi, bankanın itirazı üzerine durduruldu. Bunun üzerine bankacı, iş mahkemesinde dava açarak icra takibi üzerindeki itirazın kaldırılmasını talep etti.

İşveren banka mahkemede yaptığı savunmada, davacı bankacının iş sözleşmesini, yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirenlere kıdem tazminatı ödenmesini düzenleyen kanun hükmüne göre feshettiğini belirtmesine karşın, iş yerinden ayrılır ayrılmaz yeni bir bankada çalışmaya başladığını ifade etti. Banka, istifanın başka bir iş yerinde çalışmak amacıyla yapıldığının açık olduğunu belirterek, fesih hakkının kötüye kullanılması nedeniyle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini ileri sürdü.


Habertürk’ün haberine göre; İş mahkemesi, davacı bankacının bankada çalıştığı dönemde başka bir banka ile iş görüşmesi yaptığını, iş sözleşmesi resmi olarak sona ermeden yeni iş yeri ile sözleşme imzaladığı ve davalı bankadaki çalışması sona erdikten 4 gün sonra yeni bankada işe başladığına dikkat çekti. İş mahkemesi, davalı bankadaki görevi devam ederken dava dışı banka ile iş sözleşmesi imzalayan davacının aktif iş hayatını sonlandırma gayesinin bulunmadığı, amacının kıdem tazminatı alarak başka bir iş yerinde çalışmak olduğu, bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceği hükmüne vardı.


YARGITAY İŞÇİYİ HAKLI BULDU

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin kararında, davacının iş akdini feshettiği tarihte yaş hariç emeklilik koşullarını taşıdığı ve 1475 Sayılı Kanun’un 14/1 5. maddesindeki koşulların oluştuğunun tartışmasız olduğu belirtildi.


Davacının yasal hakkını kullandığı kaydedilen kararda, fesihten önce başka bir iş yeri ile görüşmesinin kötü niyet olarak değerlendirilemeyeceği, kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği belirtildi.

İş mahkemesinin önceki kararında ısrar etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da davacı bankacı lehine karar verdi. Kararda, yaş dışındaki koşulları yerine getiren davacı işçinin iş akdini feshetmeden önce başka bir iş yeri ile sözleşme imzalamış olmasının fesih hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu ele alındı.


1475 Sayılı İş Kanunu’nun ilgili bendinin, yaş dışındaki koşulları yerine getirenlerin kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatının ödenmesini öngördüğü vurgulandı. İşçinin kanundaki bu haktan yararlanmak koşuluyla iş akdini feshetmesi ve kıdem tazminatı almasının, onun aynı veya başka bir işverene ait iş yerinde çalışmasına engel oluşturmayacağı kaydedildi. Kararda, davacı bankacının öteki banka ile işten ayrılacağını bildirdikten sonra görüştüğüne dikkat çekildi.


İŞTEN AYRILMADAN BAŞKA BİR İŞ YERİ İLE GÖRÜŞEBİLİR

İşçinin iş sözleşmesini feshetmeden hemen sonra yeni bir işte çalışmaya başlaması ve öncesinde iş görüşmeleri yapmış olmasının, hakkın kötüye kullanılması olarak düşünülemeyeceği belirtildi.

İşten ayrıldıktan kısa bir süre sonra yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi işçinin bu hakkını daha iyi koşullara sahip iş yerinde çalışmak amacıyla da kullanmasının mümkün olduğu ifade edildi. İşçinin daha iyi koşullara sahip başka bir iş yerinde çalışmak amacıyla kıdem tazminatı alma olanağı sağlayan yasal hakkını kullanmasının dürüstlük kuralına aykırılık olarak kabul edilemeyeceği belirtildi.



Davacının 15 yıl sigortalılık süresi ile 3600 prim gününü doldurduğu kaydedilen kararda, işverene verdiği 13 Şubat 2013 tarihli dilekçesinde yaş hariç emeklilik koşullarını sağladığı, bu nedenle 28 Şubat 2013 tarihi itibarıyla iş yerinden ayrılmak istediğini bildirdiği vurgulandı.

İşverenin, davacı bankada çalışırken 26 Şubat 2013 tarihinde başka bir banka ile sözleşme imzaladığı, bankacının gerçek amacının iş hayatını aktif olarak sonlandırmak değil başka bir bankada çalışmak olduğuna yönelik itirazları da değerlendirildi.

Yargıtay kararında, kanunda tanınan bu hakkın amacının, iş yerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini sonlandırabilmesine imkan tanıdığı vurgulandı. Davacı işçinin, kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanması nedeniyle başka bir iş için görüşmesi veya işten ayrıldıktan sonra yeni bir işte çalışmaya başlamasının hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi.

Şunu da unutmamak gerekiyor. 1475 Sayılı Eski İş Kanunu’nun sağladığı bu hakkı kullanmak için önce Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ( SGK) kıdem tazminatı almaya hak kazandığına dair yazı almak, daha sonra iş akdini feshetmek gerekiyor. Söz konusu yazıyı almadan iş akdini feshedenler kıdem tazminatı konusunda mağduriyet yaşıyorlar.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Tekerlekli Sandalye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Biden ile Görüşecek Sözde ambargo var! Rusya'nın Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatı rekor kırdı KORONADAN KAYBETTİK