MODELİ YERLİ VE MİLLİ DEĞİL; İNGİLTERE’DEN İTHAL

KÖO hastanelerinin anavatanı Birleşik Krallık olarak biliniyor. Ülkemizde son dönemde sağlık alanının gündemine oturan şehir hastaneleri de, Birleşik Krallık’tan ithal edilen KÖO modeline göre yapıldı. Ülkemizde bu alana ilişkin çalışmalar Sağlık Bakanlığı ile İngiliz Hazinesi Kamu Özel Ortaklığı Tanıtım Biriminin yaptığı toplantılar sonrasında başladı.

İngiltere, Kanada gibi pek çok ülkede denenen ve uygulama sonuçlarında, borçlanmanın arttığı ve yolsuzluğun büyük sorun oluşturduğu görülen bu modelde ciddi kamu zararı, pahalı sağlık hizmeti sunumu, herkesin sağlık hizmetine kolayca erişebilmesinin güçleşmesi söz konusu.

Kamu özel ortaklığı bir özelleştirme yöntemi ve birçok ülkedeki örnekleri bu girişimlerinin hastaların değil, finansörlerin yararına hizmet ettiğini açık olarak ortaya koyuyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, pandemi süresince İngiltere’deki sağlık sistemindeki olumsuzluklar ve ölümler üzerinden ülkemizin ne kadar başarılı olduğunu kamuoyuna anlatıyor, ancak 15 yıllık hayalleri olan KÖO yani şehir hastaneleri modelini İngiltere’den ithal ettiklerini hiç söylemiyorlar.

İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜNDE ADRES LONDRA MAHKEMELERİ

Finansörler, ödemeleri garanti altına almak içinde Türk yargısına değil, Londra’daki tahkime güveniyorlar. Sözleşmenin uygulanması sırasında taraflar arasında doğabilecek hukuki ihtilaflarda ve ihtilafların çözümünde finansörlerden gelen talepler ile Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri yerine Londra Tahkimi görevli ve yetkili oluyor.

SONUÇ OLARAK;

Devletin hastaneler başta olmak üzere yatırımlarını olanaklar ve ihtiyaçlar üzerinden belli bir planlama içinde yapması durumunda uzun dönem borçlanma ya da kira ödeme tarzı yöntemleri kullanmasına gerek bulunmuyor. Çünkü bu yöntemler çok pahalı ve bu yüksek maliyetler halkın geleceğinden çalmak anlamına geliyor.

Şehir hastaneleri her ne kadar kamunun sahip olduğu yeni ve modern hastaneler olarak tanıtılsa da kamuözel ortaklığı yöntemiyle yapılan bu yerleşkelerin kamu ile ilgisi olmadığı ortada. Şehir hastaneleri kamu adı kullanılarak halkın sağlığı üzerinden uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçilerine yeni ve büyük bir kaynak aktarmanın aracı olarak değerlendiriliyor. Bu, sağlıkta örtük özelleştirmedir. Tanıtımlarında 5 yıldızlı otel olarak sunulan, hastaların hosteslerle karşılandığı söylenen şehir hastaneleri aslında halk için kendi evinde kiracı olması, sürekli hastalanması ve cebinden para çıkması ile geleceğinin ipotek altına alınması anlamına geliyor. Sermaye içinse rant aktarımı yapılması yani kısaca ‘yağma hasan’ın böreğidir’.

KamuÖzel Ortaklığı yöntemi ile gerçekleştirilen şehir hastaneleri bir an önce kamulaştırılarak Sağlık Bakanlığına devredilmeli.