Dilekçede, yer alan isimler hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılması talep edildi.
Afganistan’dan yola çıkıp İran topraklarını da serbestçe geçerek, koronavirüs önlemi alınmadan, aşı kontrolu yapılmadan Türkiye’ye giriş yapanların halk sağlığını da tehlikeye attıkları ve bu kişilerin Avrupa’ya geçmemesi karşılığında AKP iktidarının Avrupa Birliği ve ABD’den rüşvet aldığı iddiasıyla Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları harekete geçti.
HKP avukatları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ticaret Bakanı Mehmet Muş hakkında “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma”, “Anayasayı İhlal”, “Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma” suçlarını işlediklerini iddia ederek İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde, göçmenlerin Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmek için emperyalist politikalar sonucunda gönderildiğine vurgu yapıldı.
Dilekçenin devamında AKP’nin oy deposu haline getirilmek amacıyla göçmenlerin eğitimde, sağlıkta ve sosyal yardımda yerli halkın önüne geçirildiği vurgulandı. Dilekçede, göçmenlerin sigortasız, ucuz iş gücü olarak çalıştırılması; dolayısıyla göçmen sorunuyla birlikte emek sömürüsüne de yol açtığı söylendi. Göçmenlerin emeğinin sömürülmesinin insanlık suçu olmakla birlikte aynı zamanda yerli halkın sömürülmesi anlamına da geldiği bu durumun ülke ekonomisinin gelişememesi bakımında da önemli bir etken olduğu belirtildi.
Geçen günlerde CNN Türk Kanal D ortak yayınında konuşan Erdoğan, “Sosyal medyada birilerinin abarttığı şekilde sınırlarımızdan düzensiz göç akını söz konusu değil” demişti. Daha sonra ise, “Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen ve giderek yoğunlaşan bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız” demesi üzerine, dilekçede Erdoğan’ın kendi kendini yalanlamış olduğuna, “Devletin en tepesindeki bu kişi üç gün arayla kendisini tekzip ederek, ortada düzenli bir devlet yönetiminin olmadığını da göstermektedir” denildi.
Ankara’nın Altındağ ilçesinde yaşanan olaylara atıf yapılarak göçmen sorununun toplumda büyük infial yaratarak provokasyonlara zemin hazırladığına dikkat çekilen dilekçede, “Balkanlarda ve Ortadoğu’da halkları birbirine boğazlatan emperyalistler daha sonra "kurtarıcı"(!) rolünde gelerek bu ülkeleri parçalara ayırmış, buraların yeraltı ve yerüstü zenginliklerine el koymuştur. Ülkemizde de bu karanlık sürece doğru hızlı bir gidiş vardır” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede, yer alan isimler hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açılması talep edildi.