İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları:
Teknolojiyi, eticareti, yeni sektörleri sizlerle ülkemizin gündemine taşıdık. Gümrük kapılarımızın yenilenmesine, finansmana erişime kadar sizlerle birlikte hayata geçirdik. İş yapılmasının önündeki engelleri sizlerle kaldırdık. Yatırım ortamını sizlerle iyileştirdik.
Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sizlerle birlikte sokacağız. Türkiye’yi orta üst gelir grubundan, üst gelir grubuna sizlerle birlikte taşıyacağız. 2023 ve 2071'i sizlerle birlikte emanet edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şehirlerinizin ülkemizin menfaatine olanları dinleyeceğiz.
Değerli arkadaşlar özellikle ticarette de, siyasette de, hayatın diğer alanlarında da başarının sırrı önce inanmak sonra harekete geçmek ardından da yılmadan mücadele etmektir. İnancı ve mücadele azmi olmayanlarla yürünecek yol yoktur. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarıların altında milletimize olan inancımız yatıyor. Türkiye'nin en büyük sorunu dışarıda rekabet ettiği güçler değil, kendi içindeki kifayetsizlerdir.
Bunlar kendi insanlarına güvenmedikleri için birilerinin gölgesi altında hareket etmişlerdir. Kendi medeniyetini, tarihini ve kültürünü ısrarla kötüleyen aşağılayan bir zihniyetin bu ülkenin geleceğine zerre kadar katkısının olması mümkün değildir.
Bu kesimin sürekli diline doladığı unsurlardan biri de sanayinin Türkiye'de olmadığıdır. Bunlar sanıyor ki Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille indi. Halbuki biz ülke ve millet olarak her alanda olduğu gibi sanayi ve ticarette de çok güçlü bir müktesebata sahibiz. Bu konuda önemli bilim insanlarımız bulunuyor. Rahmetli Fuat Sezgin hocamızdır mesela. Cumhurbaşkanlığı olarak Sezgin yılı ilan ettik 2019'u. Tüm dünyaya parmak ısırtıyor çalışmaları.
Bizim ecdadımızın her işinin merkezinde insan vardır. Avrupa kapitalizmi ise sömürü üzerine kuruludur. Osmanlı tüm iktisadi sistemini en verimli şekilde karşılama üzerine kurmuştur.
Osmanlı’da esnaf ve sanayici çerçevesi devletin belirlediği sistem içerisinde çalışmalarını yürütüyordu.
Fransız iş adamı Osmanlı'da üretilen gümüş tellerin Fransa'dakinden daha kaliteli olduğundan söz ediyor.
Ülkemiz kumaş boyamada öyle ileriye gitmişti ki Avrupa'daki pek çok firma İznik'e getiriyordu ipliklerini. Avrupa kimya bilimi ancak Osmanlı boya ustalarının sırlarını keşfettikten sonra kumaş sanayinin talebini yerine getirebildiler.
Hatta İstanbul'daki kuyumcular devlete başvurarak Avrupa'dan gelen kalitesiz kuyumla karıştırılmaması için damga talep etmişlerdi. 150200 yıl öncesinde esnafımız Avrupa'nın çok alanda önündeydi.
Osmanlı da sömürge döneminin büyük emek ve ham madde yağmasına ortak olmayarak bu bedeli ödemiştir. Avrupa'nın kitlesel sanayi üretimine başlamasının ardından o da boş durmamış kendi ihtiyacı için hamleler yapmıştır.
Ülkemizde halen faaliyet gösteren pek çok idare ve iktisadi kurumun 150 yıllık 200 yıllık geçmişi vardır.
Değerli arkadaşlar biraz önce ecdadın iktisadi sistemi adalet temelinde kurduğunu söyledim. Kur, faiz, enflasyon üçgenindeki dalgalanmada bazı kesimler iyi bir imtihan veremedi. Akıl ve mantıkla izah edilemeyecek fiyat örnekleri her gün karşımıza geliyor. Mal ve hizmet fiyatlarındaki bu akıl ve ahlak dışı artış üzerine düşünmeliyiz.
Birilerinin fırsatçılığa yönelmesi çok üzüntü verici. Madem ki biz insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen bir devlet anlayışına sahibiz, madem ki biz komşusunun siftahını gözeten bir ahlak ile övünüyoruz son dönemdeki hadiseler karşısında kendimizi sorguya çekmek zorundayız. Kimseye zararına iş yap demiyoruz. Faiz oranları düşmüş, enflasyon belli oranda düşmüş, buna rağmen marketlerde hala sebze meyvede fiyatlar düşmüyor. Onlar hala düşmüyor. Bunun ahlaki bir temeli olabilir mi? Bize düşen bu marketlerde eğer kalkıp benim halkımı sömürme mücadelesine devam etme varsa bunun hesabını sorarız.
Bunlarda en ufak bir oynama düşüş yok. Ahlaka davet etme görevliliği noktasındayım. Milletimizin şikayetlerini kulak arkası edemeyiz. Anlaşılan bazıları krizi fırsata çeviriyorlar. Öyleyse bu yanlış anlayanlara doğruyu anlatmamız lazım. Elindeki mala olması gerekenden fazla fiyat istemek değil boşlukları görerek yeni atılımlara girmektir. İhracatçılarımız anlarlar ne demek istediğimi.
ABD Başkanı sayın Trump son görüşmelerimizde en az 75 milyar dolarlık hacme ulaşmamız gerektiğini ifade ediyor. Dün akşam da tekrar bunu hatırlattı. Türkiye'den geride olan ülkelerle daha fazla ticaret hacmine sahip olmamıza rağmen Türkiye ile biz 1015 milyar doları yeterli bulmuyoruz dedi. Bunu biz beraber yapacağız. Ben açmadan dedi ki tershanecilikte ne kadar güçlü olduğunuzu biliyorum. Demir çelik konusunda masaya otursunlar dedi.
Ekonomimizi büyütmek ve milletimizin rehafını artırmak için iş dünyamızın yanındayız. Spekülatörlerin karşısındayız. İçimizdeki kifayetsizlerin anlamadıkları diğer husus da. Güçlü olmadan güvende olamayacağımızdır.
Biz ecdat gibi ülkemizin güvenliğinin ötesinden başladığına inanıyoruz. Bu milletin başına her gelen hadiseye rıza göstermeye uğraşanlar her yola başvuruyorlar.