Milli Görüş’e yakınlığıyla bilinen Fehmi Çalmuk, Hürses gazetesindeki köşesinde dikkat çeken kulis bilgileri paylaştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AKP Genel Başkanlığı’nı bırakacağını yazan Fehmi Çalmuk, Erdoğan’ın yerine partinin başına gelecek isim için de, “Burada İki aday öne çıkıyor. İkisi de aktif görevde. Birinin motorunun soğuması, diğerinin motorunun ısınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İki yeni Bakanlık kurulacağını ifade eden Çalmuk, “Sol Partilerde aktif siyaset yapmış isimlerin yeni kabinede yerini aldığını görürseniz hiç şaşırmayın” diye yazdı.
Fehmi Çalmuk’un yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Birincisi; Anayasa değişikliği paketi.
Cumhurbaşkanının parti üyesi olabilmesine imkan tanıyan bir madde ile karşımıza çıkacak olan Erdoğan Ak Parti Genel Başkanlığını bırakacak. Parti üyeliği iki partili siyaset için önemli. Solda güçlü bir parti, sağda güçlü bir lider.
Ancak Erdoğan’ın parti içi zorluğu var. Aksiyoner, teşkilatı harekete geçirebilecek genel başkan gerekiyor. İmar, tamir, ıslah dönemini sağlayacak bir genel başkan. 'Tövbe ederiz' diyerek günah işlediğini ilan edilmesi Erdoğan’ı kızdırmaya yetti. En başta imani olarak sakat bulduğu bu anlayışa karşı 'Millete niye kendimizi anlatamadık, bunlara hep bakacağız. Suçu millette atmayacağız. Kendimizde arayacağız.' Sözlerini söyledi.
Madde 1: Millet haklıdır
Madde 2: Milletin haksız olduğu yerde 1’inci madde geçerlidir.
Erdoğan’ın bulduğu halefinin partiyi bölmemesi gerekiyor. Bunun için yeni lider için bir efsaneye ihtiyaç var. Burada İki aday öne çıkıyor. İkisi de aktif görevde. Birinin motorunun soğuması, diğerinin motorunun ısınması gerekiyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine ilişkin adaptasyon dönemi derken her şey TBMM, Hükümet ve bürokrasiyle sınırlı kaldı. Bakan sayısı artıyor. Bakanlıklar yeniden bölünecek. İlk kez İki yeni bakanlık kurulacak. Sermayeden yemeyen bakan isimleri bulunacak/bulunuyor. Sol Partilerde aktif siyaset yapmış isimlerin yeni kabinede yerini aldığını görürseniz hiç şaşırmayın. Türkiye İttifakı diye adlandırılan 1920’nin yüzüncü yılında aslında Yeni bir “Kuvayı Milliye” demek.
Reformlar siyaset ve bürokrasi ile sınırlı değil. Örneğin yeni döneme ilişkin sendikal hayata çeki düzen verilecek. Erdoğan’ın danışmanlarına göre sendikalar ve konfederasyonlar “derebeylik” oldu ve devletten besleniyor. İşçi ve memur sendika ayrımı bitiyor. Kamu işçisi ve özel sektör işçisi deyimi realize edilecek. Mevcut işçi ve memur sendikaları tek çatı altında bütünleşecek.
Adalet reformu. Bu örnek Türkiye İttifakı’nın veri tabanını aynı zamanda ortak mutabakatını oluşturdu. Buna benzer yeni adımlar geliyor. Siyasi Partiler kanununda değişiklikler gibi. Ülke seçim barajının düşürülmesi gündemde. Ancak bu olayın kritik aşaması HDP’nin yerine örgütlenecek yeni demokratik Kürt Hareketinin oluşması.
Siyasi partiler, hem milletvekilliği için hem de belediye başkan adaylarını belirlemek için kesinlikle ön seçim getirecek. Liderlere tanınan aday kontenjanı sınırlandırılacak.
Valilerin seçimle işbaşına gelmesi, yerel yönetimlere yönelik kolluk kuvvetlerinin güçlendirilmesi (Trafik yerel yönetimlere bırakılacak, yerel seçimlerde partiler arası ittifaka imkan tanınması, çatı adaylarla seçime gidilmesi ve iki turlu yerel seçim şartının getirilmesi gibi radikal ve baş döndürücü reformlar bulunuyor.
Elbette ki adalet deyince akla gelen siyasi bir af tasarısı. Ancak bunun önündeki en büyük engel aktif terörle mücadele. Özellikle bölücü terör ile mücadele konusunda en önemli somut adım ise KANDİL’in aydınlatılması. Kısa bir zaman içerisinde Türkiye’nin KANDİL sorunu kalmayacak. Çünkü çözüm sürecine benzemeyen ve ancak içinde Türkiye İttifakı’nı benzer bir sürecin yaşanacağı bir dönem geliyor. Bunlardan önce Türk Silahlı Kuvvetleri dost ve kardeş Irak’ın sınırları içerisindeki KANDİL’i huzur dağı haline getirecek. İlk sinyaller verildi. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ derken kimse böyle bir operasyonu beklemiyordu.”