Korkusuz yazarı Can Ataklı'nın yazısından o bölüm:
AKP'DE TEHLİKE ÇANLARIÇALIYOR
Dikkat ediyor musunuz son zamanlarda hiç kamuoyu anketi yok.
Anketçiler mi çalışmıyor yoksa çıkan sonuçları açıklamaktan mı çekiniyorlar?
Şu sıralar herhalde sarayın izni ve onayı olmadan anket açıklamak pek mümkün değildir.
İşin tuhaf tarafı daha önceleri anketçiler seçime uzun zaman kala sonuç açıklamaya başlarlar ve AKP'yi hayli önde gösterirlerdi.
Böylelikle bir tür “beyin yıkama” ve “alıştırma” sonunda seçim sandığından çıktığı söylenen sonuçlar kamuoyunda derin bir şaşkınlığa neden olmazdı.
Bu kez bu numarayı bile yapamadıklarına göre acaba durum AKP aleyhine çok mu vahim?
Bunun böyle olduğunu kimi AKP'lilerin söylemlerinden anlamak mümkün aslında.
Bir kere Cumhurbaşkanı'nı seçim yasakları dışında tutmak, Meclis Başkanı'nı görevi sürerken aday yapmak başlı başına bir korkununsonucudur.
AKP'li adayların neredeyse hiç konuşmaması, bütün propagandayı bizzat Erdoğan'ın yapması da bu korkunun dışa yansıması gibi geliyor bana.
Tabii iddiamda hâlâ kararlıyım. Erdoğan bütün hazırlıklara rağmen yine de sandıklardan aleyhine sonuç çıkacağını görürse bu seçimleri yapmaz.
Kimse “Niye yapmıyorsun?” diye soramaz da, orası da ayrı.
Bunların dışında AKP'lilerde de ciddi bir moral bozukluğu var.
Örneğin “sertliği” ile bilinen eski milletvekili Metin Külünk adaylık sürecinde küçük hesaplar olduğundan söz ederek “Bu milletle Sayın Erdoğan arasındaki bağı soğutmaya yönelik adımlardan uzak durun” çağrısı yaptı bir TV kanalında.
Demek ki AKP içinde “küçük hesaplar yapanlar” varmış.
Külünk bu konuda hayli öfkeli görünüyor.
Diyor ki; “Ankara'da anketler üzerinden, baskı grupları üzerinden, işadamları baskıları üzerinden belirledikleri, sokakta karşılığı olmayan, millette karşılığı olmayan, adaylar üzerinden eğer 31 Mart akşamı, Allah göstermesin bir sürpriz yaşanırsa, 1 Nisan şakası değil, bir gerçeğe dönüşme ihtimali ortaya çıkarsa, bir 7 Haziran daha Allah göstermesin ortaya çıkarsa, bu millet o adayların belirlenme sürecinde doğru bilgileri Sayın Cumhurbaşkanımızın önüne koymayanlardan ağır hesap sorar.”
Bu sözleri öyle şiddetli söylüyor ki hesap sormanın nasıl olacağını hayal bile edemiyorsunuz.
Külünk, 24 Haziran sonuçlarından aslında pek memnun olmadıklarını, bunun 7 Haziran'ı andırdığını belirterek bugün oynanan dar grupçuluk oyunlarının o zaman da oynandığını ve AKP'nin oy kaybettiğini belirtiyor.
Külünk TV programının sonunda uyarısının dozunu hayli artırarak “Şimdi bu canlı yayınımı izleyip, palas pandıras bu canlı yayınımı bir yerlere haber verip dinleyecekler var, iyi dinlesinler. Şimdiden söylüyoruz, bu millet bunun hesabını sorar” dedikten sonra müteahhitlerin aday belirlemede etkin olduğunu ima ediyor ve sözlerini şöyle bağlıyor;
“Size hizmet ettiği için, o size hizmet edenleri aday yapabilmek için gösterdiğiniz ağır çabanın bu milletin kaderiyle oynamak olduğunu iyi bilin.”
Saraya çok yakın yazarlardan Mehmet Barlas da imalı yazısında “şimdilik kaybetmiş gibi bir tehlikenin olmadığını” söylüyor ama “İstanbul'da bir sürpriz de olur” demekten de kendini alamıyor.