CHP’NİN KALESİNDE RAKİP ÇIKTI
Nilüfer ilçesinde 2014 seçimlerinde CHP, en yakın rakibi AKP’ye 20 puan fark attı. Yüzde 54’le seçimi Mustafa Bozbey alırken, AKP’nin adayı Mustafa Esgin’e yüzde 34 oy çıktı. AKP, Bozbey’in CHP tarafından büyükşehir adayı yapılması üzerine Nilüfer ilçesinde eski bir CHP’liyi aday gösterdi. 2014’te CHP’den Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Necati Şahin, AKP’nin Nilüfer ilçe adayı yapıldı. Ancak Bursa’da yerel gazete ve internet siteleri, 2015 genel seçiminin de milletvekili adayı olan Şahin’in AKP’yi sert şekilde eleştirdiği sözlerini gündeme getirdi. İşte AKP’lileri de kızdıran AKP’li adayın o sözleri:
DEVLETİ ELE GEÇİRİYORLAR
“38 yıllık inşaat mühendisiyim. Aslında ben siyasi figür değilim. Rahmetlik dedem 25 yaşında, CHP’den belediye başkanı olmuş. O zaman başkana reis derlerdi. Cumhuriyet tarihinin yargının, tüm kurum ve kuruşlarının en sıkıntılı olduğu dönemdeyiz. Ben CHP’nin tarihinin en büyük misyonuna sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Yargıdaki dejenerasyon. Mevcut iktidar devleti yönetmeye değil, ele geçirme çabasında. Yargıtay’ı, Danıştay’ı ele geçireyim. HYSK, Anayasa Mahkemesi, askeri, adliyeyi…Bu tipik Ortadoğu ülkelerindeki tek adam zihniyetinin bir ürünü.
HALKTAN KORKUYORLAR, SARAYA SIĞINIYORLAR
O zaman saraylara sığınıyorsunuz. Koruma ordularına güveniyorsunuz. Hem kendiniz korkuyorsunuz hem de halktan korkuyorsunuz hem de halkı korkutuyorsunuz. Tek adamlığa, parti devletine doğru giden bir düzen var. CHP 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermiş, şimdi kadınlar yarım gün çalışsın deniyor. Kim yarım gün çalıştırır? Şimdi liyakat bitti. Bi taraf olan bertaraf olur, yüzde 50’yi zor tutuyorum. Bunlar gerçekten tehlikeli durumlar. Sağduyulu AKP’li arkadaşlar bile ‘burada sıkıntı var’ diyor. 3Y ile mücadele diyerek insanları yoksullaştırıyorsunuz, oylarını da kömürmakarna ile almaya çalışıyorsunuz.
ESAD GİBİ, SADDAM GİBİ
Devleti ele geçirme olayı var. Aynen Baas Partisi gibi, Saddam Hüseyin, Esad gibi veya Kaddafi gibi. Parti devleti kuruluyor. Her şey partiye bağlanmış. Orduyu vesayetten kurtarıp, kendi vesayetine almak. Bu devlet yönetimi olmuyor, resmen devleti ele geçirme operasyonu. Bir ülkede en önemli olay, yargının adil ve bağımsız olmasıdır. Halkın da yargıya güvenmesidir. Şu anda yargıya güven var mı? Yok. Bir bakanın değil oğlu, makam şoförü suç işlesin de hangi yürekli savcı gidip de o şoförü yargılayabilir. Türkiye’nin tansiyonu çok yükselmiş, kalp atışları iyi değil. Uçaklarla getirilen Arap sermayesi, gayri resmi paralar haricinde kimse gelmiyor. Cumhurbaşkanı kurumları beğenmiyor, ele geçirdiği kurumları eleştiriyor. “